Mektupla lokal anestezi olmaz

A -
A +
Anadolu takımları veya "orta kararın altındaki takımların" başarılı olmasının yollarını hep birlikte araştırırız ligler boyudur. Ancak küçük adımlarla büyük koşular kazanmaya kalkışanların devasa maçlarda boyunlarının kıldan inceliği ayağımıza bağ oluverir. Kendi aralarında bir kavga verip, sezonda birkaç kez de naklen yayınlanan maçlarda kendilerini göstermeye çalışırlar ve sonunda kendi aralarında bir lig oynarken bulurlar kendilerini... Ben de ekran doktorlarının arasına karıştım sanılmasın lütfen... Bu mübarek bayram gününü biraz şenlendireyim istedim, o kadar. Yılların alışkanlığı nüksediyor ve yine "zevahiri kurtarmak" adına ortalık bulanıveriyor. Sen kalk Belediye maçını kazanama... Rakibine 4 tane mutlak gol pozisyonu ver. Alem, "Beşiktaş'ın attığı gol" olarak baksın Holosko'nunkine ve asla bakamasın "İstanbul Belediye'nin attığı gol" olarak Adriano'nunkine. İkincisine de "Beşiktaş'ın yediği gol" olarak baksın. Yani, Beşiktaş atar ve yer... İstanbul Belediye aksesuardır çünkü... Üstelik Yıldırım, Beşiktaş aleyhine olabilecek bir penaltıyı da doğru yapıp vermesin. Kötülüğü kafasına koymuş olsa ondan daha uygununu bulamazdı çünkü... Sonra kalk sahaya, havaya bahane bul. Galatasaray bu stada bir sezonu ve bir Avrupa hayalini defnederken çok mutluydu herkes ama... Sonra hakeme de iftira at ve "özür diledi" falan de... Maç boyu art niyet ve gaddarlık konusunda uyarı bile almadan "uygulamalı dersler" veren Nobre'nin kuralın açık belirttiği faulü için mektup yaz... Sağlam ve Sinan kendilerine değil, hakeme yıkarak sıyırmaya çalışıyorlar ki, Sinan misyonu gereği bunu yapmak zorunda. Yapısında da mevcut bu haslet. Ama Sağlam'ın iki kere düşünmesi gerekirdi konuşurken. Federasyon ve MHK ise çok şiddetli çıktı ve kendini kararlı bir biçimde savundu. Ayıbı afişe ettiler... Ellerinden kaçırdıkları avantajın hüsranıyla, camialarına bayram öncesi "narkoz" vermek zorunda hissettiler kendilerini. Medyayı kullanarak lokal anestezi uyguladılar cinlikle. Mektupla narkoz verilemiyor ama... İDEALİSTLER... TÜCCARLAR Sürpriz şampiyon adayları veya beklenmedik çıkışlar sunmak isteyen Anadolu takımları ile İstanbul ve Ankara'nın "seyircisiz ve bütçesiz" kadroları zirveleri zorlayabilir mi?.. Hayır... Çünkü; onlar kendi aralarında ikiye ayrılırlar. Bülent Uygun, Abdullah Avcı, Osman Özdemir, Hakan Kutlu, Samet Aybaba... Arkasında durulanlar... Raşit Çetiner, Giray Bulak, Güvenç Kurtar, Yılmaz Vural, Hikmet Karaman... Arkasından vurulanlar... Kimileri idealist ve ilkeli yaşıyor... Kimileri tüccar ve günlük yaşıyor... Arkasında durulanların da gün geldi arkasından vurulduğunu yaşadık, tersini de... Mesela, bu hafta G.Saray'ı ezer geçerse, ya da olası bir kayıp durumunda ünlü Teksas tribününün stadı takımın başına yıkmaması durumunda "o malum kelimeyi" kullanmaya başlamaları normaldir. Kullandıkları anda da devrilmeleri... 9 yıl sözü veren Konyaspor başkanının, 9 gün dayanamaması gibi hocasına... G.Saray'ın attığı 2 gol de gol değil Konya'ya ama başkanı memnun olmadığını söyledi G.Saray takımından. Mektupla narkoz vermeye kalkmadı en azından. Sektör, bir gün İstanbul Belediye'nin "yediği gol" bakışından İstanbul Belediye'nin "iyi savunduğuna" geçebilirse, Fener'in kötü oyunu değil de Sivas'ın iyi oyunu bakışını sayfalara ve yorumlara dökebilirse, bir büyüğün "attığı gol" sendromundan kurtulup, bir büyüğün yediği golün hataları analizinden arınıp, bir küçüğün "attığı gol" ve bir küçüğün "yemediği gol" bakışına dönebilirse, yani sektör hakemi, sistemi, medyası ve teşkilatı ile doğru ve güzelin yanında olursa, belki "orta karar" bir takım ilk ikinin arasına girmiş bulur kendini. O zaman da kimse kimseye mektupla narkoz vermeye kalkışamaz. >> "Haydi Maça" başlıyooor! Hesap vermekten ben yoruldum... "Haydi Maça" yine pazar öğleden sonralarını neşelendirmeye, bilgilendirmeye ve en ücra köşelere kadar canlı canlı uzanmaya devam ediyor. Kanal A ekranlarında, yani "yeni-eski" yuvasında uçmaya başlayacak... Üstelik yenilenmiş ve güçlendirilmiş kadrosuyla, teknik desteğini zirveye taşıyan Kanal A ekibiyle yeni tatlar da sunmaya devam edecek. Nerede gol varsa orada "Haydi Maça" var... Unutmayın... 5 Ekim Pazar saat 14:40 sularında Kanal A'da... >> Anadolu'nun abisi Hiç şüphesiz Trabzonspor... Abi ve etrafındakiler çoğalmaya başladılar. Üstüne "dayanışma" başladığında İstanbullu "babalar" bir anda kendilerini "bayram harçlığı ile lunaparka gidecek iken sağanak başlamış çocuğun yüzündeki" hüsranla baş başa bulabilirler. Beşiktaş bocaladı ama Trabzonspor sahayı İtalyan sirkine çeviren "jonglör forvet" Yattara'dan da kurtuldu ve bence rahatladı ve öne atıyor kendini. Bursa'da hırpalanmış bir G.Saray'a gelecekler ve lig yeniden şekillenecek... "Abi kolları sıvadı" mı ne?.. >> S-ÖZ Zor işler, zamanında yapmamız gerektiği halde yapmadığımız kolay işlerin birikiminden oluşur. (Henry Ford) >> POST-İT Son günlerde memesini açıp "meme kanserine" dikkat çekmeye çalışanlar "neye dikkati çekiyorlar" acaba, diye soruyorum kendime... Neye, nasıl katkıda bulunduklarını sanıyorlar dersiniz? Esas korkum, bir gün kısırlık veya idrar yolları hastalıklarına dikkat çekmeye çalıştıklarında ne yapacaklarıdır? >> Bülent Uygun hocalığın yanı sıra "Bülent abisi" olmuş takımının. Ancak Aragones hocalığının yanı sıra beklenen "baba" olmanın çok uzağında...
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.