Mükemmellik ayrıntıda gizlidir
27 Mayıs 2008 01:00
Açıklıyorum. G.Saray'ın Avrupa hüsranı olan Bayern Leverkusen macerası ile F.Bahçe'nin şampiyonluğu kaybetmesinin ana nedenini açıklıyorum. Kimsenin itiraf edemediği, bilenin de yazmaya yüreğinin yetmediği iki çok önemli gerçeği açıklıyorum. Benim bu yazdıklarıma kimse "yanlış" demeyecek, diyemeyecek. Sadece kızıp "niye yazdın" diyecekler.
Sezonun ikinci yarısından iki çok önemli stratejik hata anlatacağım size. Biri G.Saray'ın Avrupa macerasını niye başarısız bir sonuçla noktaladığını, diğeri ise şampiyonluğun en büyük adayı iken F.Bahçe'nin neden yarışın dışına itiverildiğini kanıtlayacak. G.Saray'ın başına gelen ayan beyan cereyan etti ama etik değerlere verilen önem, konunun kamuoyu önünde tartışılmasını engelledi. F.Bahçe'nin başına gelen ise camianın kapalılığı nedeniyle bilindi ama yazılamadı.
Her ikisinin de haber kaynağını vermeyeceğim...
G.Saray, Konya deplasmanında zor ve gergin şartlarda erteleme isteğine karşılık alamaz ve maçı 24 saat gecikmeyle oynar. Uğur da diz kapağı sakatlığı nedeniyle sezonu kapatır. Ardından zorlu bir seyahat ile Ankara'ya, saatlerce rötarın ardından İstanbul'a ulaşılır. Takım evine zaman ayıramadığı için sıkıntılı ve stresliyken, futbol şubesi doğruyu yaparak bir gün geç gitmeyi önerir Almanya"ya...
Feldkamp reddeder...
Takım Almanya'ya iner inmez bir arabaya atlayan Feldkamp doğru evine gider. Takım ise perişan bir vaziyette otele...
Takım maça kadar Ahmet Akcan'a emanettir ve şehre dağılıp kendi havalarında maça hazırlanırlar...
Maç olur 0-5...
FENER'İN DERDİ BENİ GERDİ
F.Bahçe, Chelsea ile maçını oynamış ve takımın kafası bulanık bir halde lige uyum sağlamaya çalışmaktadır.
Bu en kritik dönemde, kulübe bir duyuru iletilir ve işte bomba o anda patlar F.Bahçe'nin yakın geleceğinde.
Takımdan 7-8 kadar oyuncunun takım tarafından ücreti ödenen evleri terk etmeleri ve Kurtköy'de kendilerine tahsis edilen villa tipi evlere geçmeleri istenmiştir.
Başkanın ve yönetimin emridir bu...
Takım en kritik dönemde "moral olarak dengeli beslenme" ortamından çıkarılmış ve dengeler yengelere mahkum edilmiştir. Çünkü evlerde "yengeler" şöyle konuşuverirler hemen:
"Wedersoncuğum, bak geçen hafta gol attın ama Roberto Carlos oynamadığı halde Beykoz konaklarında oturuyor. Onu niye Kurtköy'e göndermediler?"
Mesela!..
Ya da Zico Çengelköy'de 14 odalı malikanede oturmayı sürdürürken, oyuncularının "lojmana terfi" durumları "höykürmelere" neden olamaz mı?
"Niye ben de, o değil..." insanın doğasında mevcut olan, egosunun tedavi edilemez bir yansımasıdır. Hele futbol gibi kazançların ve yaşamların farkları arasında "homojen" bir yapı çıkarmaya çalışılan bir dünyada, problem olamaz mı?..
Bu anlattıklarıma "yalan" diyemezsiniz?..
İşte bu nedenlerle G.Saray maçı oluverdi 0-1...
Biri Avrupa'yı, diğeri koca ligi gömdü iki stratejik hataya...
Hocasının veya başkanının kaprisine kurban gitti iki büyük takım...
Ben "deliyim" ya, yazıyorum işte...
Kaynağım da çok sağlam...
Biri böyle olmadığını kanıtlasın bakalım...
Dikkat edin, "Öyle olmadığını iddia etsin demiyorum, ki onu yapacaklardır. Ben öyle olmadığını kanıtlasın" diyorum...
>> Supleks gani
Uruguay maçının tabelasına bakarsanız çok ağır eleştirilerde bile bulunabilirsiniz. Ancak, maçın içine bakarsanız, çok artılar görmek mümkün...
Ben bu takımdan çok ümitliyim...
Bu kadro oyuncu değiştirmeden, oyun değiştirebiliyor oyunun içindeyken...
Bunu oyuncuların yerini değiştirerek yapabiliyor, oyuncuları değiştireceğine...
Aynı on birdeyken mesela, "önde savunmadan dörtlü zincire" dönebiliyor. "üçlü savunmaya geçip, iki ön liberoya" dönüşebiliyor veya "Forvet arkasını yana çekip, rakibin zayıf tarafına"saldırabiliyor.
Yediği golü de "boyun eğerek" değil, "kendi ikram ederek" yiyebiliyor en azından.
Bu da "en düzeltilebilir" hatasıdır bu takımın...
Ben gittikçe beğenmeye başlıyorum bu takımı...
>> Teslimiyet ve teslim niyeti...
Beşiktaş kendini "orta Avrupa" ekolünün kollarına atıyor. Defansının göbeğini ve orta alanını Çek ve Slovak ekolünün sertliğine ve sağlamlığına emanet ediyor.
G.Saray ise belli ki yine Avrupa'nın üst kısmına gözünü dikiyor ve muhtemelen bir Alman hoca edinecek. Alman disiplini ve katılığı ile Akdenizlinin duygusallığı harmanlanacak yine.
F.Bahçe ise Güney Amerika yumuşaklığı ve estetiğinden vaz geçemiyor. Çalışmayı sevmeyen ve bol sürpriz üreten bir futbol...
Yine en bizdeni Sivasspor mu olacak dersiniz?..
Çünkü Trabzonspor'u bir "ekol" kovalarken göremiyorum.
Birileri bir yerlere teslim ediyor kendini yine bu sezon...
>> Aqua Fantasy
Kuşadası'nda bu isimde bir yerde iki gece ağırlandım. Gazeteci ağabeyimiz Ergüder Tırnova ön ayak, gazeteci dostum Besim Güçtenkormaz vesile oldu ve "suyun üstüne kurulmuş en büyük masal dünyasında"iki gün geçirdim. Turizm sektörünün tüm sorunları onlar için de var ama inanılmaz bir şeyi başarıp, teknoloji ile masalı bir araya getirebilmişler.
Sanki Yüzüklerin Efendisi filminin setindesiniz...
Çocuğu olanın yolu mutlaka Kuşadası - Selçuk arasında Pamucak mevkiindeki "suyun içindeki masala" düşmeli...
Çocuğunuzu bahane edin, davetim sizin içindir...
>> POST-İT
6 Haziran Cuma gününden itibaren tam 23 akşam Lig Radyo'da "kupa da kupa" var...
Bilyoner.com sponsorluğunda her gün 17.00-18.30 arasında Avrupa Şampiyonası'nı yaşayacağız...
Unutmayın...
92.3'te...
>> S-ÖZ
Ne zaman yok oluruz biliyor musunuz?
Mal cimrilerde, silah korkaklarda, yönetim ise akılsızlarda olduğu zaman...
>> Bakınız... Pozitif ve neşeli olmanın hiçbir maliyeti yoktur dostlar, ama yeri gelir her şeyi satın alabilir.