Mustafa ve Caner

A -
A +

Bu maçın hazırlığı, öyle teknik ve taktik hazırlıklarla değil; "Tabiat şartlarına nasıl üstünlük sağlanır?" başlığı altında yapılsaydı, G.Saray bu kadar zorlanmazdı. G.Antepspor bu havada savunmak daha kolay olduğu için oyunun bir kısmını başardı. Hücum kısmını denerken de 10 kişi kaldı. G.Saray'ın önemli bir yanlışı vardı. Topu çok sık ve rahatlıkla getirdiği tehlike konisinde, yani rakip yayın önünde "kısa-yerden-ince" oynama eğitimini geçerli kılmaya çalıştı. G.Saray'ın bu yeteneği, bu hava için uygun değildi. Nonda da bu tür ortamların golcüsü değil dolayısıyla şut sıkıntısı, pas özentisiyle birleşince rafine oynamaya çalışan G.Saray bir de baktı ki; maç elinden gidiyor. İkinci yarıda fizik gücünü enerjisiyle rakip kaleye boca eden G.Saray'da Caner ve Mustafa Sarp arkadaşlarından daha çok maça ağırlık koydu. Zaten bu maç bu tür adamların maçıydı. Caner gitti bir de penaltı üretti. Nonda da neredeyse umutları tüketti. O ortamda, bu iklimde, o dakikada, bu skorda, şu penaltı kedi patisiyle vurur gibi kaçırılmamalıydı. Sonrasında bir eksik oynayan rakibe karşı Sarp'ın golü 3 puan hevesini kursağında bırakmadı G.Saray'ın ama Antep'in direncine ve özellikle kaleci Mahmut'a da yazık oldu diyebiliriz. Maçı top oynama isteğiyle sürdüren G.Saray'da Caner ve Mustafa'yı en başa yazarken yeni transferlerin verimli olacağını da vurgulamak istiyorum. Gözden geçirilmesi gereken nokta 4-6 hafta kadar bir süre içerisinde bu tür ortamlarda oynanacak maçlarda Florya provalarının bir yana bırakılması ve topu ısıran, topa vuran adamların daha çok kullanılması gerektiğidir. Topu öpe koklaya, okşayarak oynayan oyuncuların daha farklı bir anlayışa bürünmeleri de gerekir.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.