Ne kadar sevildiğini, bir gün hiç sevilmediğinde anlarsın...

A -
A +

İçinde her türlü oyuncu bulunduran bir takıma dönüşen Galatasaray, onulmaz bir felakete doğru sürükleniyor. Sevenleri perişan ve umutsuz, sevmeyenleri ise çok eğleniyor mevcut durumuyla. Ve o yönetim ki; yeni hatalar yapmakta pek mahir...

 

Bir hatayı bir başka hatayla kapatmaya çalışmanın bedeli; iki hataya birden sahip olmaktır…
Galatasaray yönetimi aynen bu yolda başarıyla (!) ilerlemektedir…
Her başarısız hamlede veya gelişmede bir uçak indirmek, sonunda tamamen ‘toplama’ bir takımı asla derleyip toparlayamayacak birine emanet etmek ne kadarıyla bir çözüm olabilir ki zaten?
Östersunds’a elenmenin karşılığı acil iki uçak indirmek olmamalıydı. Üstüne her gelişinde taraftarı susturmak ve zaman kazanmak, hatta günü kurtarmak için iki uçak daha indirmek…
Oldu 8 transfer, daha yoldakiler bekliyor ve hâlâ daha bir sol bek alınamadı...
O Carole ki; Fransa bayan takımında bile oynayamaz, ama durmaksızın ortaya, öne ve arkaya en pahalısından adam alınıyor…
Bakınız Başakşehir’in kadro mühendisliğine… Bakınız Beşiktaş’ın nokta atışlarına...
Ve bu takımlarla yarışacaksınız...
Madem Tudor ısrarı sürecek, o zaman neden hocanızı ‘tartışılabilir’ kılıyorsunuz?
Birinde sağda Şener, Dirar, İsla var. Solunda ise Hasan Ali Kaldırım ve İsmail Köybaşı var...
Bir diğerinde Gökhan Gönül ve Beck, diğer yanda ise Adriano, Caner Erkin ve hatta Tosic var...
Başakşehir bile Caicara ve Clichy gibi iki adam yakalamış...
Siz Carole ile haa!
Güldürmeyin adamı!
Ve taraftara yalan söylemeyi, olmayacak hayaller kurdurmayı bırakın…
Victor Hugo’nun bir sözünü hatırlatırım size...
“Beni mahveden şey; bana yalan söylemiş olman değil, sana bir daha inanmayacak olmamdır” der ünlü yazar Victor Hugo...
NAFİLE ÇABALAR 
Koca Galatasaray, teknik direktörünü atmış hedef tahtasına, bir Fatih Terim, bir de Lucescu hamleleriyle günü kurtarmaya çalışırken onu da yüzüne gözüne bulaştırmış...
Romanya gitmiş, teklif yapmış, Federasyon ise onları rezil edip, haber bile vermeye gerek görmeden arkalarından dolanıp işi bitirivermiş... Ne centilmenlik ne de kibarlıktan nasibini almamış Federasyon çalışanı, hocanızı da alır, talip olduğunuzu da...
Siz ise gık bile diyemezsiniz…
Sezon bir başlasın hele, sırtınıza bile vurmadan ağzınızdan ne lokmalar alacaklarını göreceksiniz… Sizi nasıl da kıyım kıyım doğrayacaklar, bunu her hafta yaşamaya hazırlayın kendinizi... Siz hâlâ Gümüşdağ’ın Kulüpler Birliği Vakfının başında kalması için dayatın ve Federasyonun yancısı olmaya devam edin...
Hiçbir ağırlığı olmayan bir yönetim, özgül ağırlığını bile yitirmiştir artık...
İşin ilginç yanı...
Bu rezaletin 100 milyon üzerinde bir harcama ile yaşanıyor olmasıdır...
Keşke U20’den birkaç oyuncu ile tavır koysaydınız; inanın bu taraftar sizi bağrına basardı… Farkında mısınız bilmiyorum ama Başakşehir kombinesi alan çok Galatasaraylı ve Fenerbahçeli varmış…
Neden acaba?..
Çünkü Galatasaraylının iyi niyetinin son kullanma tarihi çoktan doldu...

Kafa kırma sezonu başlıyor...
Sonunda muştaları kuşanıp, sustalıları edinip maça gitme sezonunun eşiğine geldik...
Geçtiğimiz sezon biterken kafaları kırıp gözleri çıkardığımız birçok maç oynamıştık...
Maalesef ders almamışız...
Yeni sezon öncesinde yine ‘adam öldürmeye tam teşebbüs’ halindeki seyirci profili ile selamladık yeni sezonu...

POST-İT

Galatasaraylı kadrosunda ve sahasında ‘Avrupalı’ oyuncular değil; Avrupa’da oynayan oyuncuların olduğu bir takım görmek istiyor…
Çünkü Galatasaraylı havaalanında oyuncu karşılaması için organize edilirken, rakipleri Avrupa’da tur atlamakta olan takımlarına destek için organize oluyor...
Bunun farkına varmış bir yönetim istiyor Galatasaraylı...


S-ÖZ: İnsanın sevdiğini son kez görmesinden daha kötü olan tek şey; onu son kez gördüğünü biliyor olmasıdır. Paul Auster

 

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.