Ne yavuz ol asıl,
ne yavaş ol basıl
6 Mayıs 2009 01:00
Sadece Trabzonspor kazandı zirve yarışında. Bir "böyle" hafta daha bekliyorum yine birinin kazanacağı. Benim anlamadığım bir Galatasaray, bir buçuk Beşiktaş ve bir de Arsenal deplasmanlarını "çok iyi ve doğru" oynayan Fenerbahçe'nin niye diğerlerine motive olamadığı. Ayrıca bütün bu saydığım maçlarda "ekselans Alex'in kadroda olmayışı. Biri bunu bana anlatsın lütfen...
Bu da bir Anadolu deyişi... Çok sevdiğim bu sözcüğü hafta içinde gelişen bir olaya dikkatinizi çekerek açacağım. Çünkü bu sözün kaynağı Kayseri şehridir tıpkı anlatacağım "durduk yerde dert edinme" sanatının Kayseri'de yeşermesi gibi.
Kayserispor'un oturmuş yönetimine, mükemmel tesis ve sahasına, alttan getirdiği çok değerli adamlara ıska geçip, yönetimin ve teknik kadronun üstüne gelenleredir yakıştırmam.
Yakıştıramam Kayseri'ye "durduk yerde bunalımı..."
Takımın iyi yönetilen ve puan cetvelini huzur içinde tamamlayan görüntüsü birilerine yetmiyor galiba...
Onlar kavgasız alışverişi sevmiyorlar anlaşılan.
Müdür-Menajer, kulüp idari ve teknik menajeri Süleyman Hurma'nın üstüne geliverdiler birden ve şehir karıştı.
Kastini aştı mı sözleri bilemem ama söylediklerini doğru bulduğuma göre ancak sert söylemiş ama lafını da esirgememiş derim; yanlış demiş yerine...
"Dolandırıcı yazar ve yorumcular" gibi bir yakıştırması var ve şehrin basını üstüne gelivermiş Süleyman Hurma'nın.
O da bir deklarasyon yayınladı Cuma günü ve benim de elime geçti.
Özür dilerken doğruyor "rakiplerini..."
Onun özür metnini aynen alıyorum buraya ki; yazılı ve görüntülü yerel basının kontrolsüz gücünün aslında yerli takımlarına yani tek servetlerine nasıl "hasar" verdiğini daha iyi anlatabileyim diye...
"Bir taraftarımızın sorusuna cevap verirken "dolandırıcı gazetecilerin yazdıklarına itibar etmeyin" dedim. Şu an ifademin yanlış ve eksik olduğunu bende kabul ediyorum.
Oysaki;
Çıkarları uğruna gerçekleri saptıran, yalan ve yanlış haber yapan, yazdıkları veya yazacaklarıyla insanları tehdit ve taciz eden, gazetecilik etiği, insana dair erdemlerden yoksun olan, namuslu ve başarılı insanlar hakkında kuşku, şaibe, güvensizlik oluşturmada usta olan, uluslararası veya ulusal kabul gören, hiç araştırması ve makalesi olmayan, sipariş haber yapan, attığı manşetin anlamını bilmeyen, Türkçeyi zaten bilmeyen, ne yazma tekniği ne de içeriği olan, kampanya düzenler gibi ödül geceleri düzenleyen, hepsinden önemlisi hakkı olmadığı halde pervasızca isteyen gazetecilerin yazdıklarına itibar etmeyin demeliydim. Bu bağlamda gecikmiş ve eksik bırakılmış açıklamamdan dolayı özür dilerim.
Değerli Kayserisporlular,
Hakkımda ne yazarlarsa yazsınlar, ben dürüst, ilkeli, araştırmacı gazeteciler ile herhangi bir sorun, meslek hayatım boyunca yaşamadım. Aksine onlarla derin dostluklarım olmuştur.
Kayserispor ailesine katıldığım günden beri; yaşanmış ve yaşatılmış tarihi sportif başarılara, idari ve fiziki gelişmelere rağmen çıkar odaklarının kuşatmasından kurtulamadım. Onlar beni kiralık sandılar, oysaki ben kendimi değil, emeğimi ve bilgimi kiraladım. Onlar beni kendileri gibi sahipli sandılar, oysaki ben özgürüm. Onlar beni birinin adamı, haksız kazancın kölesi sandılar, oysaki ben kendi değerlerimle bir adamım, ne başarılı gösterilmenin ne de çıkarların kölesiyim. Bu anlamda onlarla paylaşacak bir şeyimin olmadığını defalarca belirttim. Yazdıkları iftiralar, aşağılamalar ve suçlamalar yetmiyormuş gibi, kreş çocuklarına benzer tavırla beni şehirdeki tüm yetkililere şikâyet ettiler.
Oysaki ben onlara "Sizin sahibiniz olabilir ancak benim sahibim sadece Allah" demiştim. Tabiî ki fahişeleşmiş vicdanlarıyla beni anlayıp saygı duymalarını beklemedim.
Değerli Kayserisporlular,
Yaşadığımız toprakların tarih boyu vebası; sahte malzemeyle üretilmiş satılık aydın bozuntularıdır. Onlar, halkın duygusallığını, heyecanını zaman zaman da cehaletini kullanarak bilgili, erdemli ve değerli insanları ya bıktırmışlar, ya kaçırmışlar ya da sistem içinde eritmişlerdir. Ben üçünü de reddediyorum! Onur her koşulda parlayan bir yıldızdır, birilerinin istemesiyle ne yükselir ne alçalır
İnanılmaz bir istekle bu insanların neler yapıp, neler talep ettiğini tek tek yazmak istiyorum... Sanırım o zevki mahkemede alarak, onların bu yaptıklarını tescil ettireceğim.
Kayseri Gazeteciler Cemiyeti'nin açıklamasından anlıyorum ki, tarif edilen gazeteci profili vardır ancak bilgi ve belge eksikliğinden gereken yapılmamıştır. Cemiyetin değerli üyeleriyle birlikte bu sorunu gidereceğimizden kuşkum yoktur.
Saygılarımla
Süleyman HURMA
Genel Müdür
***
Buna "eğri ağaçsız orman olmaz" diyebilirim...
Hurma "kuru" olmayı seçmiş. Kendisini tebrik ediyorum.
"Pek yaş olma sıkılırsın, pek kuru olma kırılırsın" diye bir Kayseri deyişi ile onu desteklediğimi ilan ediyorum...
S-ÖZ
"Her şey incelikten ama sadece bir insan kabalıktan kırılır..."
Bir Türk atasözü
ADI gibi YAMAN
Onlar kavgasız alışverişi sevmiyorlar anlaşılan.
Adıyaman'da rüya gibi iki gün yaşadım. Haydi Maça'nın Adıyaman temsilcisi Metin Harıkçı vasıtası ile ve Türk Petrolleri Anonim Ortaklığı Bölge Müdürü Besim Şişman'ın misafiri oldum. Ortaklığın bahar şenliğine katıldım. Adıyaman Üniversitesinde eski dostum ve kardeşim Bahattin Güneş ile birlikte "uyanık üniversiteli gençliği" önünde terledim.
Vali Ramazan Sodan'la birlikte oldum. Kahta'ya gittim. Asu TV'de "anti parantez" adlı haber programa konuk oldum.
Kahta Kaymakamı Coşkun Açık ile birlikte ve ilköğretim öğrencilerinin konvoyu ile Nemrut'a çıktım ve tarihte hiç savaşmamış Commagene Krallığının izlerinde dolaştım.
Akademispor'dan Sait Adıyaman'ın lojistik desteği ile Kadir Hanbay ve ekibinin adıma özel düzenlenen konserini izledim.
Adıyamanspor Kulüp Başkanı Növfel Bozdoğan'ın otelinde Chelsea-Barcelona maçını izledim.
Bütün bunları "ailenizin fotoğrafçısı" Akan-Jet görüntüledi ve benim artık unutamayacağım bir anı demetim ve arşivim oluştu...
Teşekkürler Adıyaman'ın sıcak insanları...
POST-İT
Deivid ile Uğur Boral takışması Uğur'un kadro dışı kalmasına, Deivid ile Emre Belözoğlu'nun kavgası da Emre'nin oyun dışı kalmasına neden oldu.
Ben bunun altında bir iş olduğunu sanıyorum ve kurcalayana da "Pulitzer" ödülünün verilmesini talep ediyorum.
Çünkü Aziz Yıldırım "o kavga" anında tribünü terk etti...
>> Trabzonspor'u üçlerken gündüz oynamaktan incinmeyen Sivasspor, Gaziantepspor karşısında kaybediverince acaba neden gocundu?..