Bir hakim. Üstelik kadın. Adı Necla Akkuş. Baktığı dava ise futbol topuna ait bir duruşma. Önündeki dosyadan kafasını kaldırıyor ve kendisine kilitlenen gözlerin içine bakarak kararı açıklıyor: "Yaz evladım... Tarafların müracaatı incelendi. Savunmaları dinlendi. 2001 -2002 futbol sezonunda kendi sahasında oynadığı Trabzonspor maçında evsahibi olan Samsunspor'un, hakem Sadık İlhan'ın beyanlarına dayanarak bir penaltısının bilerek verilmediği mahkememizce anlaşılmıştır. Dönemin MHK Başkanı Bülent Yavuz tarafından kendisine yapılan tavsiyeye göre evsahibi Samsunspor'un bilerek ve isteyerek mağlup edildiğini kanaati mahkememizde hasıl olmuştur. Bir hakem işleri başkanının tavsiyelerinin alt kademesindeki yer alan görevlilerce; amir - memur ilişkisi çerçevesinde, üstelik hakem atama yetkisini de elinde bulundurduğu gerekçesine dayandırılarak Samsunspor'un mağdur edildiğine, bu nedenle kendisine yapılan tavsiyeyi karara dönüştüren Sadık İlhan'ın Samsunspor Kulübü'ne 1 milyar TL. ağır para cezasına mâhkûm edilmesine karar verilmiştir. Söz konusu karar bizzat maçın hakemi Sadık İlhan'ın bilirkişi tarafından belirtilen ve doğrulanan TV programlarındaki açıklamalarından bant kaydına alınmıştır. Belirtilen tazminatın 60 iş günü içinde kesinleşip tahsiline..." Sonra karşısında bekleyen sessiz topluluğun gözlerin içinde bir daha dolaştı ve beyinlerine baktı sanki. Necla Hanım'ın bakışları karşısındakilerin enselerinden çıkarken ayağa kalktı ve salonu terk etti. Doğruca odasına gidip diğer hakim arkadaşlarının söylediği çaydan bir yudum aldı. - " Nasıl 1 milyar ceza? " dedi. - " Hak etmişlerdi " Maç meraklısı kır saçlı bir başka hakim karıştı söze - " Yahu bu Sadık İlhan zaten yanmış. Onu yakan Bülent Yavuz ise çoktan yırtmış. Devlet televizyonunda ahkâm kesip program yapıyor. Samsunspor zaten yanmış, Trabzonspor da ortalarda dolaşıyor. Yahu Necla Hanım, sen akıllıları bağladın, deliler ortada. Sen taş atanı değil, taşı mâhkûm ettin. " Necla Hanım çayından bir yudum daha çekti ve son yorumunu yaptı: - " Yahu bu penaltı neyin nesi ise o hakem de eşit dağıtsaydı olmaz mıydı? Birine verdin mi diğerine de vereceksin. Çok kıymetli bir şey sanki, alt tarafı bir düdük işte. Bol bol ver ama eşit ver de herkes sevinsin. Ödesin 1 milyarı da aklı başına gelsin şimdi. Sahi, ona emri veren patronu, neydi adı, ha Bülent Yavuz... TRT'de hangi programa çıkıyormuş?.. " Geçmiş yılın tapon olayları 1. Merdiven - konfeti denkleminde biri ceza alırken, diğerinin şovun bir parçası olarak yorumlanması. 2. Seyirci öldüren taraftarın küçükken hangi takımı tuttuğu araştırmasının yapılabilmesi. 3. Yeni hoca Ersun Yanal'ın hiçbir maça gitmeden o seminer senin, bu panel benim dolaşması. 4. Kadıköy'de Hakan Şükür'ü kaptan çıkarmamak uğruna Dünya Kupası'na katılma umudunun fedâ edilmesi. 5. Yeniköy kasabına benzetilen Del Bosque'ye karşılık Yeniköylü kasapların tepkisiz kalması. 6. Büyücü Ayten'in üzerine gün düşmemiş idrar şişesi ile Kadıköy'e yaptığı küçük ziyaret. 7. Ergün Gürsoy'un 'Şike olsaydı önce biz yapardık' şeklindeki veciz ve lâfın gelişi biçiminde açıklaması. 8. Türkiye'de ilk defa yerlerde süren bir takımın hocayı tutup takımı değiştirmesi. 9. Bavul gibi bohçasını alıp giden MHK Başkanı'nın 11 puan öndeki bir takımı derdest edebilmesi. 10. Okul gördüğü tartışılır ve kulüp başkanı olmaktan öteye hiçbir birikimi olmayan bir kulüp başkanının G.Saray Lisesi'ne dil uzatabilmesi. Ya MUZ taklidi yapsalardı İspanya ile İngiltere kasım ayında oynadı. 23 yaş altı düzeyinde iki maç yaptılar. İspanyol seyirciler iki maçta da İngiliz zenci oyunculara 'Maymun taklidi yapıp, maymun sesi çıkardıkları' gerekçesi ile UEFA tarafından cezalandırıldılar. 63 bin euro yani 90 bin dolar kadar bir ceza futbola en büyük yatırımı yapan İspanyol federasyonuna verildi. Maymun taklidi yapmak nasıl bir şeydir?.. Maymun sesi nasıl çıkartılır?.. Bu bir suç mudur?.. Bizim stadlarımızda AYI taklidi yapan çooooookkk seyirci var. Bunlar da cezalandırılmalı mı?.. Yoksa onlar taklit yapmıyor ve gerçekten AYI mı?.. Yaklaşık 30 yıldır İngilizler bize HİNDİ taklidi yaparak saldırıyor. UEFA uyuyor mu?.. Yoksa biz mi alınmıyoruz?.. İspanyollar bir sonraki ilk İngiliz temasında MUZ taklidi yapsalar yine ceza alırlar mı?.. İngilizler İspanyol maçlarına KIRMIZI giyinip gelseler UEFA ne yapacak?.. Rakibinin gözüne ayna tutan Karagümrük Kyoto taraftarı ne olacak?.. 2005 de beni delirtecek mi?.. Merdivenden dolayı ceza gelir de konfetiden gelmezse federasyonumuz YALAKA taklidi yapıyor sayılmaz mı?.. Yoksa taklit yapmıyor mu?.. Güneş balçıkla sıvanamaz Trabzonspor da, yönetim de, Şenol Güneş de doğru kararı verdi ve doğruyu yapıyor. Trabzonspor'un bütün üniteleriyle doğru yolda olduğuna inanıyorum. Şimdi yapılacak tek şey Trabzonspor taraftarının başarıyı "Boyacı küpüne daldırılıp çıkartılan bir 90 dakikayla değil" sabır ve emekle işlemesine ve beklemesine bağlıdır. "Hazım" sorunu vardır Avni Aker'de.. Günlük yaşamaktan ve yıllardır boyunlarına geçmiş bir yağlı ilmek gibi duran "Hazımsızlık" sorunundan kurtulmaları gerekmektedir. Hocaları engin bilgili, 96 yılında F.Bahçe'ye karşı Aykut - Oğuz imzalı bir birikimin sahibi, üstelik dünyanın tanıdığı, bildiği ve saydığı bir hocadır. Satılmış ama asla satmamıştır. Eğitimcidir. Öğretmendir. Karizması da vardır, çok da iyi giyinmektedir. Hepsinden daha da önemlisi: "Yerlinin de yerlisidir." Trabzonlu'dur. Onu kollamak ve korumakla yükümlü bir seyirciye, bilinçli bir yönetim tarafından "Emanet" edilmiştir. Trabzonlu ona inanmalı, onun arkasında durmalı, hazmetmeyi öğrenmeli, emek vermeli ve kurum olabilmenin karşılığını beklemeyi bilmelidir. Çünkü... Başkan Trabzonlu olup, yerlinin yerlisi ve bu kadar büyük bir hoca ortalıkta kalmamıştır...