'O da yaptı ama...' Bir savunma değildir!
1 Ocak 2014 01:00
Bize tarihin derinliklerinden gelen ve 1900'lere girilirken çekilen bazı resimlerle anlatılan bir Galatasaray tarihi vardı.Atletli, kaytan bıyıklı ve diz üstü mayolu sporcular poz veriyordu.
Halat çekmişler ve kazanmışlardı...
Sutopu, masa tenisi, atletizm hep önemli sportif kazançlarıydı Galatasaray'ın...
Sonra bu felsefe, talebe arz edilen 'Futbol hegemonyasına' yenik düştü.
Birkaç gün önce ise...
Bir yüzücü derece yapmak için, kazanmak için, takımına kupa getirmek için; her ne derseniz deyin, bir halt karıştırdı...
Suya kattığı ilacı dikti kafaya...
Ya da iğneyi bastı kıçına...
Kupa geldikten sonra da yakalandı gencecik delikanlı...
O kupayı vermemek üzerine teoriler, savunmalar ve yeniden puan hesapları yapılıyor şimdi. 'Onlar da doping yaptı ama' diyorlar...
Diyebiliyorlar...
Hem de utanmadan...
O kupa orada bir dakika bile duruyorsa hâlâ; bir asır öncesindeki o kaytan bıyıklı ve atletli sporculara ayıptır...
Kurumsallığınızı sevsinler...
Hamza Hamzaoğlu gerçeği
Tamamladığımız yılın en iyisi ilk yarının birincisi Galatasaray ile son yarının birincisi Fenerbahçe'dir.
6'şar aylık birinciliklerinin önüne bütün yıl için Akhisar Belediyespor'u alıyorum.
Hamza hocamız; 150 bin TL'ye takıma kattığı oyuncularla, müthiş bir takım birlikteliği ve direnme gücüyle, bu işin ekonomisin ve kadro mühendisliğinin yanı sıra, sevk ve idare konusunda da 2013'ün ender güzellikleri arasında yerini almıştır.
Koskoca Ege'nin yüz akı o küçük ve şirin ilçede durmaktadır.
Helal olsun...
POST-İT
Beşiktaş Fernandes'i tam olarak 'nerede ve ne zaman kaybetti' biliyor musunuz?
Bana göre Antalya deplasmanında...
Takım orada maç sabahını yaşarken, sabah uçağı ile Antalya'ya gelip, iğnesini olduktan sonra öğle uçağıyla İstanbul'a döndüğünde ve maça bile zahmet edip kalmadığında; kaybetti.
O gün orada hem yönetim, hem teknik kadro, hem sportif direktör hem de Çarşı kaybetti...
S-ÖZ:
Kalbi kırmaya tek bir söz yeter; ama kırılan kalbi tamir etmeye ne bir özür, ne de bir ömür yeter. (Charles Bukowski)
Galatasaray'ın alışık olmadığı ve pek kolay da alışamadığı şey, hocasının takımı bırakıp Kayseri'de, özel bir uçakla İtalya'ya uçmasıdır. Buna alışmak biraz zaman alacak...