Maçın başındaki ilk resimle başlayalım.. Servet ile Batdal arası yine 70 metre, ama bu sefer top bizdeyken bu mesafeyi 40 metre civarında oynamaya çalışıyorlar. Bu bir artı ama, rakip kaleye gidebilmişliğimiz yok. Ukrayna takımına baktığımızda Sivas'ın çok daha iyisini görüyoruz. Ancak bu resimde onların gol şansı var, bizim yok. Müşkülat varsa Aykut'a var, G.Saray savunmasına var ama rakibe yok. Oysa burası Ali Sami Yen... Zaten ilk ciddi ziyaretinde golü bulmuş Ukrayna ekibi, sonra ikinciyi de arıyor ve biz '200 bin euro daha ucuza adam bulabilir miyiz?' diyerek Avrupa'yı talan ediyoruz!.. Yılın transferi Serdar'dan (!) bir şeyler beklerken rakip ikinciyi de buluyor. Bana göre dün gece bir şanstır... Dün gece ölmektir... Ölürsek her şeyi unutup belki yeniden doğabiliriz. Yönetim kendine gelir, 200 bin euro tasarrufu bırakır, oyunu 70 metrede Sarp-Ayhan-Barış'a teslim etmekten vazgeçer ve hatta; son 20 dakikadaki oyunu, ilk 20 dakikada oynamayı deneriz. Aksi taktirde iki kişinin 4 kişiyi kovaladığı orta alan kurgusu, bizim ligimizin orta karar takımlarına bile sökmez. Güreş diliyle rakibe kravat takmayı, kle vurmayı, boyunduruğa almayı, kafa kol denemeyi yapabiliyorsa bu takım, ne demek? Bunu neden 0-2'den sonra yapmayı deniyor diye sormak gerek.