Nikolai Gogol'un meşhur "Ölü canlar" adlı eseri zombileri değil öldü sanılanların aslında aslanlar gibi mücadele ettiğini anlatır. Hafta içinde de, maç öncesinde de, yedekleriyle birlikte kadrolar geldiğinde de bütün oklar aynı şeyi gösteriyordu: "Derbilerde artık favori bellidir..." Maç ise, başka şeyler söyleyerek başladı. Agresif, sert ve sağlam, hatta beklenmedik bir şekilde önde ve gol düşünerek oynayan bir Galatasaray çıktı karşımıza. F.Bahçe'nin ikinci bölgedeki pas trafiği engellendi ve o bölge son yıllarda ilk defa, üstelik Kadıköy'de G.Saray'a geçti. Elano'nun etkili ve istekli oyunu, Caner'in yolunu kapattı ve Stoch'u yalnızlığa itti. Bu da özgüveni tavan yapmış F.Bahçeli oyuncuların biraz da medya dolduruşuyla Konyaspor maçı sonrasında fena halde aldanmış olduklarını gösterdi ilk yarıda. İkinci yarıyla birlikte basan ve rakip kaleyi zorlayan F.Bahçe vardı. Böyle bir 15 dakika gol getirmedi ve Hagi, takımının en pasif oyuncusu olan Misimoviç'i Barış'la değiştirdi. İşte bu hamle 15-20 dakika süren paniği atlatma sebebi olan doğru ve yerinde olan bir teknik direktör hamlesiydi. Son 30'da geniş kadrolu Aykut Kocaman'da hamle yok... Kolu kanadı kırık Hagi'deyse hamle çok... Sarı kartla risk sınırında oynayan Cana'yı yanına alıyor, Serkan'ı, sağ tarafa atıyor, Sabri'yi biraz öne çıkarıyor. Elano'yu da Pino'nun yerine sürüyor. Daha ne yapsın? HHH Son çare olarak kendi oyuna girebilirdi!.. F.Bahçe, Alex'i alıp, Semih'le ileri ucu çiftliyor ama zorunluluktan Kazım'ı oyuna sokunca ortada bir eksildiği için sıkıntı da yaşıyor. Özetle galiba derbilerde hâlâ daha favoriler belli olmuyor.