Galibiyeti 'hak etmek' ile 'galip gelen haklıdır' arasında bir yere oturtamadığımız Beşiktaş-Galatasaray maçıyla lige ara verilen döneme girdik. Gerçi; ilk yarıyı ikinci yarının başında tamamlamak gibi bir durum söz konusu ama bu da 'oyunu oynatıcı' durumunda olan Türkiye Futbol Federasyonu'nun yönetim tarzına kapak gibi oturan bir durumdur.
Şimdi Olimpiyat Stadı'ndan şikâyet ediliyor...
İnsaf...
Fatih Terim'in Galatasaray'ın başında tek başarısız göründüğü dönem, o stada gömülen bir yılda yaşanmadı mı?
Mondragon degaj yapıp rakibi de korner atmadı mı?
Tamas-Petre-Floriu gibi gencecik delikanlılar doğayla boğuşmaktan top oynayabildiler mi?
Derbi sonrası bu ortamdan şikâyetçi olmak hedefi saptırmaktan başka bir şey değildir...
Ayrıca...
Bu zemin ve bu şartlarda, hatta ışıkları söndürüp 20 dakika soğuduktan sonra alkışladığımız Beşiktaş değil miydi Arsenal'e kök söktüren?
O zaman bu stadın fiziki şartları bundan iyi miydi ki?..
Yenemedik, bir cevaptır...
Olimpiyat Stadı ise asla bir cevap değildir...
Ayak ve yorgan meselesi...
Ucuzdur vardır illeti, pahalıdır vardır hikmeti...
Bu bir alışveriş prensibi ve ürünün işe yaramasıyla ilgili bir orantıdır.
Mesele bütün takımların meselesi ama Eskişehirspor gibi bir futbol kentinin Avrupa'dan men edilen durumundan gocunmayan yönetimi yıllardır sürdürdüğü transfer 'şavullamasını' aynen sürdürüyor.
Şunun hesabını bir sormak gerekir:
Necati'yi gönderip ödemek zorunda olduğu meblağdan kurtulmak, nasıl bir alışveriş mantığıdır?
Üstüne Veysel Sarı-Tarık Çamdal satıp 20 milyon avroya yakın bir bedeli kasasında artı gösterirken Erkan Zengin'e ödeme yapamamak nasıl bir bütçedir?
Alper Potuk'u saymıyorum bile...
Son yıllarda hep satmış büyük paralara, sonra da sıkıntıların içinde yüzen bir camia olmuş Eskişehirspor.
O muhteşem ve güzelim taraftar gücü bunun hesabını sormakta o kadar haklı ki...
Ya birileri 'cukkalıyor' bu alışverişlerden, ya da birileri hiç hesap bilmiyor.
S-ÖZ:
'Para ve insan arasındaki karşılıklı ilişki şöyledir: İnsan paranın sahtesini yapar, para da insanın.' Benjamin Franklin
POST-İT
Galatasaray bu derbide 'havuç taklidi yaparak tavşan avlamayı başaran' bir oyun sunmuştur bize. Rakibinin öz güveninin tavan yapmasından yararlanmış ve daha deneyimsiz olmasını doğru kullanmıştır... Bravo Hamza Hamzaoğlu...
Beşiktaş'ın dinlenmeye, Galatasaray'ın çalışıp yenilenmeye ve gelişmeye, Fenerbahçe'nin ise hemen maç oynamaya ihtiyacı olan dönemde geldi bu ara tatili...