Öteki G.Saray

A -
A +

1 puan için gömülecek bir takıma, "gitsem atar mıyım acaba" duygusunu biz verdik oyunun ilk 20 dakikasından sonra... Hiç niyetleri yoktu, ama gelmeye ve çıkmaya cesaret ettiler başlangıçtan 20 dakika sonrasında. Kasaplık hareketler için cesareti de hakem verdi. Elle oynamaları ayırt etmeye de niyeti olmadığı için kilitlenen maçı ancak "kulübeden birileri açabilir" duygusu hakim olduğu anda "son günlerin sürpriz golcüsü Servet'in yalancı hamlesi" Kewell'ın "aa oynuyormuş" dediğimiz ilk kaleye yönlenmesinde golü üretiverdi. Golü yer yemez öne çıttılar ve maç maça benzedi. "Oynatmamak" taktiği yerini "oynamaya" bıraktı Dinamo'da ve Keita ile Kewell'ın boş arazilere çıkışları başladı. Onlara katılan Sabri ve Nonda bir "quartet" oluşturdular ve dörtlü senfoni muhteşem bir kontratak golü üretti. İkinci gol "üstüne gelen rakibe karşı takım olarak düşünüp birinin golü atması" olarak tanımlanabilir ki bu Galatasaray'ın en büyük eksiğinin devre dışı kaldığını gösterir... Aslında rotasyon motasyon değil, "öteki Galatasaray" vardı sahada. Zaman zaman da "esas oğlanlardan" daha iyi oynadılar. Hele öne geçtikten sonra. İkinci yarının saniyeleri dolmadan maçı koparttıkları gibi golleri de keyif veren hareketlerin sonrasında gelmeye başladı. Kaçanlar, penaltı, atılanlar filan hep hafta sonu için iyi bir çift kaleden öteye gidemedi. Oyuncu koruyan, dinlendiren Rijkaard kalan dakikalarda oyundakileri de koruma altına aldı. Gol yemek filan umurunda değilmiş gibi oynattı son yarım saati. İyi de yaptı. Çünkü enerjik bir rakip vardı sahada ve kazma oyuncuları da bol miktardaydı. Ayrıca aramızda kalsın dün gece müthiş koşan Elano forvet arkasında müthiş işler yaptı. Haydi hayırlısı...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.