Dün itibarıyla liglerin en sağlıklı ortamı ve havası D.Bakır'daydı. Bu bakımdan G.Saray için 'Şans yüzüne gülmeye başladı' diyebilirim. Ancak, G.Saray'ın 'krampon ayarı' gibi önemli bir sıkıntısı maça damgasını vurdu. Bu nedenle pozisyon verip, gol de kaçırdı. 'İnce' oynamak için hiç de uygun olmayan saha şartlarında topun şiddeti bir türlü değişmedi. Bir ara Volkan kenara gidip kramponlarını değiştirse G.Saray bayağı iyi oynayacak diye düşünmedim değil. Bir sezonluk top kaybını bir devreye sığdıran Volkan, takımının zararına çalıştı sanki. Petre, Tamas ve diğer bazı gençler tecrübelenince problem 'halledilmiş olacak' ama G.Saray o zamana kadar 'halledilmiş olmazsa'!... Ortada çok iyi basan ve rakibine kafa topu vermeyen D.Bakırspor akıllı ve iyi oynadı. Saha şartlarını da daha iyi kullandı. Ancak ilk 45 dakikada sarı kartlı Ramazan'ın Bratu'yu indirdiği pozisyon için hakemlerine toz kondurmayan Bülent Yavuz'un Zafer Önder İpek'in üstündeki tozları bir hayli silkelemesi gerekecek. Eğer o da 'kurgulu ligin hizmetkârı' değilse!... Çünkü Bakadal elle de oynadı, iki kez formadan da çekti, iki kez de bileğe bastı, ama hakem bakakaldı. İkinci yarıda Mondragon'u hiç zorlayamayan D.Bakırspor, G.Saray'ın çok genç ve bir hayli körpe takımını aslında yenebilirdi. Ama sarı - kırmızılılar, artık defansta sağlam oynuyor, en azından 'aptalca' hatalar yapmıyor... Birçok G.Saraylı futbolcu için dört bir tarafından tutulup sallanan 'oynak halı gibi zemin' kaliteyi engelledi. Son sözüm de Fatih Terim'e; hocam hiç kendini yırtma. En azından uykusuz kalma. Bu Bülent Yavuz sana bu yıl da ligi yedirmez. Sen şükret takımını düşme hattına indirmediklerine...