Avrupa'nın kupasında "Bordeaux kıyağı" ile yürümüş ve ilk rastlantıda dağılıvermiş.. Türkiye'nin kupasında Denizlispor-Bursaspor maçının "kıyak sonucu" ile yürüyüp buraya gelmişler. Kadıköy'de patlamışlar ama obüs sandığımız şey, meğer "havai fişek" imiş.. Ve bunların hepsi "yaşından mütevellit tekaüt amcamız Kalli'nin" özel imalatları olarak zuhur etmiş. İşte bu ahval ve şerait içinde başladı finalin çeyreği... Ama G.Saray da mükemmel başladı. Maç kondisyonu çok yukarıda ve büyük bir iştahla saldırdı topa. Hakan köşeyi buldu Volkan... Üçüncü dakikada Volkan'ın altından bir de gol. F.Bahçe topu geveleyemeden ve ayağa iki pası denk getiremeden geri düşüyor. Lincoln'ün "fake look" pasları ise bir zenginlik getiriyor oyuna. Belli ki Lincoln maçı kafaya takmış!.. F.Bahçe yine duran toplarda çok tehlikeli ve mağlubiyeti reddederek topu kendinde tutuyor. Maçın başı topun dün gece G.Saray'a sevdalı olduğunu kanıtlıyor gibi. Alex top durduğunda kral, ama Lincoln hakem izin verdikçe kral.. Lugano gözlükten gidince F.Bahçe'ye destan yazmak kalıyor 10 kişiyle... Aurelio da hemen Lincoln'e yakın oynamaya başlıyor. Bu da uzun oynamak zorunda bırakıyor 10 kişilik Fener'i. Bir eksikle daha iyi oynayan konuk takım oldu ilk yarının sonuna kadar. G.Saray bir eksik oynayan rakibinden çok orta ve duran top yedi. Oysa topu indirip ayağa paslar maçı koparabilirdi. Kırmızı kartın ardından gelişen F.Bahçe ile birlikte hakemlik tarzını değiştiren Cüneyt Çakır, 30 ile 45 arasındaki kararlarında hep maçı kaşıdı.. İkinci yarının başında da tek silahı duran toplara kalabalık gelmek olan F.Bahçe karşısında, kaptığı topları oyuna çabuk ve doğru sokamayan bir G.Saray izliyoruz. Üstelik buna bir de gereksiz uzun top kullanma dürtüsü eklenince G.Saray yüksek top kaybıyla rakibi bir sürpriz gole davet ediyor. Oyunu süzemeyen, Lincoln'e kafayı takan, Alex'in tabanını es geçen, Gökhan'ın elle götürdüğü topu atlayan Cüneyt Çakır eklenince, kenardan da yardım umarsız olunca, maç F.Bahçe'ye dönüyor. Zico, Semih'i de oyuna atınca maç Fener'e destan, G.Saray'a fistan oluveriyor. Çünkü geliyorum diyen gol çoktan gelmiş... Sonra rakibi dokuz kişi kalan G.Saray Nonda'yı oyuna atarak tur golünü aramaya başlıyor. Fener olmuş 4-3-1 ve direniyor en uzağa atarak. Serkan ise son umut durumunda. Kartın sonrasında "ikinci Cüneyt Çakır'ı tekrar izlemeye başladığımızı bilmem söylemeye gerek var mı?.." Özetle; İstanbul'da elinden kaçırdığı Leverkusen'e Avrupa'yı gömen G.Saray, Kadıköy'de elinden kaçırdığı F.Bahçe'yi Türkiye Kupası'na gömüyor. Talkınını da Cüneyt Çakır veriyor.. Başta da dedim ya top G.Saray'a aşıktı, bu düğümü de bir kaza golü çözerdi. O da hakeme rağmen geldi. Ne kadar ilginçtir ki; 3 kırmızı kart gören taraftan daha çok, kazanan taraf hakemden şikâyetçi!.. >> BENİM YILDIZIM Maçın hakeminden kurtulabildiği anlarda maçı süsleyen tek adam olarak Lincoln maçın yıldızıdır. Ya da tüm F.Bahçeli futbolcular...