"Karabük deplasmanından sonra neler olduğunu bu maçı seyredince anlamamız mümkün değil. Herhalde Florya’yı bir peri ziyaret etmiş…"
Dün geceki mücadelede kadrosundaki eksiklere ve oyunundaki problemlere rağmen karşımıza çok iyi bir Galatasaray çıktı. Geriye iyi gömülen ve sabırlı oynayan bütün orta karar takımlar Galatasaray’ın canını özellikle her İstanbul maçında fena halde yakmıştı.
Ama dün geceki Galatasaray’ın buna izin vermeyeceği maç başladıktan birkaç dakika sonra açıkça görüldü. Hızlı oyuna ve çatır çatır mücadeleye Akhisar da katılınca seyir zevki de iyice yukarı çekildi. Bu tempo maçın sonuna kadar sürecek bir tempo değildi ama Galatasaray’ın ilk yarıyı 4 gollü bir fakla önde kapatmasına yetti de arttı bile.
Maçın geneli olarak ilk defa bu kadar doğru oynayan ve tercihlerinin hepsi takımının yararına olan Bruma faktörünü de görmezden gelemeyiz. Hatta bir ara Sneijder’in bile boğuştuğunu, yerlere yattığını ve topa saldırdığını gördüm. Maçın son diliminde “kim tutar Bruma’yı” şeklinde geçen karşılaşma, Rodriguez’in de girmesiyle Akhisar için büyük bir sıkıntıya dönüştü.
İlk 45’te dört gollü kapanıştan sonra ikinci yarıda biraz rölantiye aldı işi Galatasaray. Ama bu bile bir dünya pozisyonu bulmasını engellemedi. Tek fark sadece bu pozisyonlardan sadece ikisinin skor tabelasına yansıması oldu.
Özellikle Karabük deplasmanından sonra neler olduğunu bu maçı seyredince anlamamız mümkün değil. Büyük ihtimalle bir peri Florya’yı ziyaret etmiş ve ucu yıldızlı değneğini Sneijder ve Bruma başta olmak üzere oyunculara dokundurmuş olmalı.
Şimdi bütün mesele bir galibiyette her şeyi hallettiğini sanan Galatasaray’ın bir sonraki maçında alışkanlık haline gelen hayal kırıklığına uğrayıp uğramayacağıdır.
Maçın adamı: Bruma. Dün akşam yaptığı her şey doğruydu.