Ruh çağırdılar!..

A -
A +

Bu takımın en büyük dertlerinden birisi "yedek kalmayı kabullenen ve kendine dert etmeyen" oyuncu sayısının bir hayli fazla oluşudur. Hedefi sapmış ya da hiç kalmamış oyuncu topluluğuna dönüştüğünde istediği kadar pahalı ve ünlü oyuncuları bir araya getirmiş olsun, bir futbol takımı; orada biter. Bitmiş gibi başladı Galatasaray... Rakibinden iç sahada baskı kabullenen, pres yapamayan, iki pasın belini doğrultamayan ve "kontenjan senatörü" Lincoln'ü "taşımak" zorunda kalan orta saha, sayısal eksikliğini tamamen verimsizliğe dönüştürdü. 45 dakika üst üste üç pası bulamayan, kanatlardan sıfıra hiç inemeyen, ortada çok top kaybeden ve ağır kalan, ağız tadıyla kaçırılmış tek bir pozisyonu olmayan bir takımın, küfürlü marşlar söylemekten başka hiçbir şey üretemeyen sokak çığırtkanı kılıklı taraftarı. Takımından daha kötü bir seyirci... Daha ne söyleyeyim kazanmak için bir çok nedeni olup da kazanmak için hiçbir şeyi olmayan bir takım için... 56. dakikada Kahe'yi uca atıp Troisi'yi arkasına koyan Samet Aybaba kazanmak için hamle yapan hoca oldu. Bu hamleye karşılık ise son çizgiye ilk ve son defa inebilen Ayhan ve yürümek için kullandığı sağ ayak içiyle golü bulan Kewell'dan geldi. Ruhi bunalımı Kewell'ın asitsi çözdü ve Galatasaray feraha erdi... Uzun süre kaleci Sanctis'i rakip forvetlere yakından bile göstermeyen savunmanın da hakkını teslim edelim. Üstelik maçın başında yine "göbek fıtığı" olmuş ve tüm düzeni alt üst olmuş iken. Sonrası ise eski günleri hatırlatan şok presler ve buna keyiflenen seyirci. İyi oynamaya çalışan zarif bir rakibe karşı kötü başlayıp iyi biten bir maç.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.