Sabri'nin kırılan kalbi…

A -
A +

Ey Galatasaraylı... Sen onun kalbini çok fena halde kırdın... Kalp kırmak suya yazı yazmak kadar, gönlünü almak ise güneşe dokunmak kadar zordur. Sen suya yazı yazmayı başardın, şimdi güneşin batmasını bekle…

O; her bir Galatasaraylının hep içinden söküp atmak istediği ama her zaman ve her durumda, ister zorunluluktan deyin, ister yokluktan; hep bir şekilde kullanmak durumunda kaldığı bir adam…
Tabelanın 0-1 yazmasını tribünün en arka sırasında oturandan daha fazla reddeden, giydiği formanın maç kaybetmesini kabullenemeyen tek kalp; onda atar...
Parasını aldığı geceyi boş geçip oynamaktan imtina edenlerin arasında parasından vazgeçtiği gecede iki de asist yaptı, hep koştu, didindi ve ıslıklandı…
Tribün ahalisi zordur…
Kendi değerleri vardır ama bütün tribünün değerleri sanır kendi değerlerini. Oysa bir yanındaki farklı düşünüyordur ama o kendini merkeze koyar...
Sabri'nin imkânsızlığı her maçı en az 25-30 bin 'kendini teknik direktör atayan' adamın önünde oynamak zorunda olmasıdır...
Onlar yağmur, çamur, der; para veriyorum, der ve asıp keser...
Sanki İngiliz, Alman, İspanyol öpücük karşılığı maça gidiyormuş gibi...
Bütün teknik adamların 'yangın halinde başvurunuz' camının arkasından alıp kullandığı bir adamı atar kendi gönül sisteminden, ne idüğü belirsiz birini alır oturtur başköşeye…
Bir Sabri daha yok...
Ama sağ bek yerinde duran ve belki çok daha iyi oynayan çok, ama hiçbirinin damarlarında tribündeki insandan daha fazla akan sarı-kırmızı kan yok...
Kale arkası kadar da kolay kalp kırabilen bir başka taraftar grubu yok...

O çocuk kovulmuş!..
Basketbol Federasyonu'nda 'sen kimsin' sorusuna; 'şu kadar milli oldum' ötesi bir cevap üretemeyen başkan, 'o çocuğu' kovmuş...
Şimdi sormazlar mı adama...
Madem haklıydın, madem işlem doğruydu, madem en iyi sen bilirdin bu işleri; o zaman neden kovdun 17 yıldır bu işleri yapmakta olan o çocuğu?
Çocuk kovulacak bir hata yaptıysa şayet, o zaman tekrar sorulması gerekmez mi malum sorunun:
'Sahi sen kimsin Harun Erdenay?..'
Kadın basketbolunun organizasyon sorumlusu hanımefendi, Fenerbahçe Basketbol Takımı'nın menajerinin eşi ise; aynı soruyu bir de şu şekilde sormak gerekmez mi?..
"Senin günahını niye o çocuk ödedi?.."

POST-İT

Etki efekti çok sert ve hakaret ifadeleriyle dolu...
Tepki efekti de onun kadar 
sert ve incitici...
Ama nedense etki tepki kadar ayıplanmıyor...

S-ÖZ
'Bir insanın yaşayıp yaşamadığını nabzına değil, onuruna bakarak anlayabilirsiniz... Eğer duruyorsa, yaşıyor demektir...'                       Ümit Aktan 

Sabri'nin kırılan kalbi…

 

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.