Onun pas yeteneği ile tabelayı kabullenemeyen isyankârlığını bir kefeye koyup 41 milyon avroyu gözden çıkardılar; üstelik altı ay kullanamamacasına...

Bizim bir doktorumuz beyin ameliyatı yaptı diye onu göklere çıkarmıştık İsviçre'de...

Sanki bir ressamımız varmış gibi Sotheby's müzayedelerinde; böbürlenip dururuz...

Yazarımız çizerimiz yok uluslararası arenalarda...

Hangi güzel oyuncumuza Holyywood 'gel sana bir film yapalım da Oscar alalım' dediler bugüne kadar...

Hangi şarkıcımızın canlı bir performansının DVD'si bir milyon satabilir dünyanın müzik marketlerinde...

NASA uzay araştırmaları merkezinin girişinde insanlara kimlik soran bir güvenlik görevlisi bir Türk olsa kıvancımızdan yerimizde duramayız...

Oysa Arda dünyanın en büyük takımının oyuncusu oldu...

Bu kadar 'yok' bir sanat ve kültür düzeyinden hiç olmazsa 'topu çok iyi dürttüğü için' dünya kamuoyunun merkezine bir Türk oturttuk; bari onunla kıvanç duyalım...

Tadını çıkar Arda...

Arda'nın tadını çıkaralım...

POST-İT

Beşiktaş rahvan, Galatasaray temkinli, Fenerbahçe çılgın...

Bizi çok ilginç bir sezon bekliyor...

Yazacak, üzerine sayfalar döşenip saatlerce program yapılacak muhteşem bir 'lig mönüsü' hazırlandı...

Yeme de yanında yat türünden...

Bir Galatasaraylının mektubu

Bana gönderildi...

İsmen...

Ben de biraz kısaltıp buraya alıyorum...

"Yıldızlar karmasına değil takım armonisine örnek olmayı dilerim.

Yangında birbirini ilk satacak dehşetengiz isimlerdense, arkadaşı sakat diye küsmeden sağ bek oynayabilecek bir açık isterim.

'Niye bana atmadın ben boştaydım' diye küsüp ikinci atakta arka direğe koşmayacak asilzadedense, dönen topta tekmeye kafa sokan bir yırtıcı forvet isterim.

Yıldız istersem Premier Lig izlerim...

Şampiyon bir takım ve ruhu olan bir arma istersem Galatasaray bana yeter.

Küllerinden doğmuş bir takımın bir daha yanmamak için yeterince tecrübesi vardır ne de olsa hoca aynı.

İçim rahat..."

S-ÖZ:

Düş kurmak değil, bir düşe sahip olmamak budalalıktır. (Cliff Clavin)