Benden söylemesi...
Başka Fatih Terim yok...Belki bir daha Fatih Terim de yok diyebilirim... İçinden 'değerler' çıkartmayı hep başarabilen, durup durup dünyanın dikkatini çekecek işler yapabilen Galatasaray camiasınadır sözüm.
Birilerinin olmayan başarılarını dayanışmaya, huzura ve en önemlisi paraya çevirdiği şu alemde Galatasaray kadar kendi kendinin kurdu olmayı başarabilen bir başka camia göremiyorum ben ortalıkta...
Bakın...
Şirket yönetmiyorsunuz...
Enerji işi veya marketler zinciri ya da baraj müteahhitliği söz konusu olsa, size hak verebilirim.
Ama insanlara dayalı bir iş yapılıyor orada...
Dünyanın farklı kültürlerinden ve hepsi ayrı seviyede; tabii ki çok farklı din, dil ve renklerden oluşan her biri ayrı yaşlardaki bir insan gurubunu sevk ve idare etmekten söz ediyorum.
Bunu yapabilen ve hep başarmış 'dünya çapında' bir değeriniz var ve siz ona 'personel müdürü' muamelesini reva gördünüz. İnşallah gününüzü görmezsiniz.
Onu medyanın önünde tartışılır hale getiremezsiniz...
O sizin kelebekler oluşturan tırtılınızdır...
Kozadır o...
En az sizin kadar, hatta birçoğunuzdan daha Galatasaraylıdır...
İlkelidir...
Adamdır...
Bir kere söyleyenlerdendir...
Sözü senet olabilen türünün son örneğidir...
Yönetici hep bulunur ama Fatih Terim bir daha asla bulunamaz...
Konu şirket olsa sizin yanınızdayım. Konu genç insanların şehvetle doldurulup başarıya koşturulması ise onun yanındayım.
Ayrıca o size üniversite okutmayabilir sanıyorsunuz ama Sayın Başkanım konu futbolsa size bile lisansüstü yaptırabilir.
İKTİDAR AMA MUKTEDİR OLMAYAN BİR TFF
Türk futbolunun iktidar sahibi olan Sayın Yıldırım Demirören'in asla muktedir olmadığını apaçık biliyoruz artık. Fatih Terim'i tartışılır hale getirmekten hiç çekinmeyecek kadar fütursuz ve pervasızdırlar.
Oysa...
Hoca 20 yaş gurubunda 4 adet sıfır maliyetli oyuncuyu kazandırır ve onlarla derbi de oynar Şampiyonlar Ligi de...
Alın Mancini'yi de görün gününüzü...
Hemen Semih Kaya'nın yerine stoper, Emre Çolak'ın kiralık verilmesi ve en az 4 transfer isteyip gidecektir tüy dikerek...
Tazminatını da kuruşuna kadar alacaktır...
Terim ise gittiğinde üste verir de gider.
Yazık...
Son şansınızı bir takım ayak oyunları, kapı arkasında mesajlar ve bilinçli fişteklemelerin tuzağına düşerek yok ettiniz...
Daha da ötesi; gözlerinde 'eye of the tiger' bakışı taşıyan, yani kaplan gibi bakan bir başkasını bulamayacaksınız.
Hatırlarsınız Rambo'ya sıradan emir eri muamelesi yapan komutanın filmin sonunda nasıl bakakaldığını...
Şikeleri teşvikleri, tükürükleri salyaları, üç maç cezaları hiç maç cezalarına çevirmeleri sayesinde geldik bir türlü bitiremediğimiz derbilere...
Maçlar karakolda bitiyor artık beyler...
Yanlış-doğru
Bu alemde bir yanlış bir doğruyu değil, bir küçücük yanlış bütün doğruları götürebiliyor...
Aziz Yıldırım bir yanlış yapıyor, yaptığı tüm yatırım, transfer ve muhteşem tesisleri siliveriyor gözlerimizden...
Mehmet Ali Aydınlar doğruları açıklıyor, haklılığını kanıtlıyor ama bir takımın menfaatleri uğruna başkanlık yaptığını da açıklayarak yanlışı bulabiliyor.
Rakibi ise gözyaşlarına 'numara' diyerek iyice gözden düşüyor...
Bu kadar çok yanlışı bir araya getirmiş olan TFF ise sonunda hiçbir yanlışı olmayan Fatih Terim'i atıyor aslanların önüne.
TFF'nin hiçbir doğrusu yok, yanlışı çok ve hâlâ orada durup duruyor hiç olmamış kadar çökmüş olan Türk futbolunun başında...
Terim onları bile kurtarmaya çalışıyor...
Doğru harcanıyor, yanlışlar prim yapıyor...
S-ÖZ:
'Bir ahmak olmadıkça bin akıllı geçinemez...'