Melo çok arandı çok... Onun itici gücü ve kazanma isteği faktörü Galatasaray'ın önemli bir eksiği oldu
Bir kere şuradan başlayalım ve maç öncesi gelişmeleri değerlendirelim: Oyuncularına demeç verdirip her şeyin düzeleceğine inanan bir yönetimin saflığı ile "Bu takımı ben kurmadım" ve "Geleceğin takımın kuruyorum" sözlerini aynı cümlede kullanan bir teknik adamın oynatacağı mutlak galibiyet oyunu bundan fazla olamazdı.
Maç boyunca bütün hedeflerini yitirmişler gibi oynayan bir Galatasaray vardı. Konyaspor ise biraz daha yenebileceğine inansa çok daha kolay 3 puana ulaşabilirdi. Ama onların yanlışı, hâlâ daha Galatasaray'ı "büyük takım" görmelerinde yatıyordu.
İlk yarının tamamı ve maçın büyük bölümü Galatasaray'ın "Verin beraberliği, oynamadan gidelim" havasında akıp gitti. Kazanacak ve kazanmak için gol atacak hiçbir ön hazırlığı yoktu ve hiçbir veri sunmadı maç boyu bizim süslü pilav...
Melo çok arandı mesela... Onun itici gücü ve kazanma isteği faktörü Galatasaray'ın önemli bir eksiği oldu.
Sneijder'in araştırması ve denemeleri tek başına bir galibiyet için zaten yeterli görünmüyordu.
Maç biterken olacak bir kaza golü, önümüzdeki hafta oynanacak olan büyük derbi öncesinde Galatasaray hakkındaki kanaatimi değiştirmeyecekti. Nitekim Burak Yılmaz'ın direkleri sarsan şutu bile beni şu iddiadan döndüremedi:
Bu oyuncu grubu değil ama bu teknik kadro ve bu yönetim Fenerbahçe'yi yenemez diyorum, başka da bir şey demiyorum!
MAÇIN ADAMI
Fernando Muslera
KIRILMA ANI
Sneijder'in kaçırdığı gol