Şefaatinden vazgeçtim Mezarımdan taş çalma

A -
A +

Bu eski ve sıkı deyişi başlığıma taşımamın nedeni tekrar tekrar okunup kimin nasıl alınması gerektiğini iyi hesap etmesi içindir sayın okurun... Adnan Polat lise dışındandır. Beklenen çıkışı ise G.Saray'ın Kalamış Tesisleri'nde yapmış ve lisenin oluşturduğu kültürün üzerine oturan ve o kültüre yaslanan bir başkanlık modeli yaşatacağını belirtmiştir. Beklenen söylemi yapmıştır. Liseli olmayanın anlayamayacağı ve "nedir bu lise" filan gibi yüzeysel ve de cahilane tespitler nedeniyle dibi törpülenmeye çalışılan en asil kavramın altını çizmiştir Adnan Polat. Bu da kendisini "mezardan taş çalmaya çalışan" mezar soyguncularından bir anda ayırıvermiştir. Taş çalanların arasında liseliler de vardır ve bu nedenle Polat, daha makbul bir başkan adayı haline gelmiştir. Projelerinin niteliği dışında hayal kurdurmadan iki yıllık bir dar boğazı işaret etmesi, 25 milyon doların altını çizmesi ve uçmadan geleceği kurgulaması da onu öne çıkarmaktadır. Ayrıca yakın geçmişin tüm sorunlarını birebir yaşamış olması onun en büyük avantajıdır. Sayın Polat iktidar olmayı yeterli görmemektedir. Muktedir olmak istemektedir. Bu da katılımın çok olmasına bağlıdır. Tek aday için katılımı gerekli görmeyecek üyelerin sayısının fazlalığı, seçimin ardından bunun dedikodusunu yaparak yeni seçilecek başkanı yıpratacak camiaların ekmeğine yağ sürecektir. Bunun için aportta bekleyenleri bilen liseli-lisesiz herkesin gelip oyunu kullanması ve yeni başkanı iktidara muktedir olarak taşıması zamanıdır. Birlik zamanıdır. Oyunu esirgemek de "mezardan taş çalmak" anlamına gelir; ki G.Saray için esas felaket burada gizlidir. Yaniii... Adnan Polat "şefaat arz etmekte", diğerleri "mezardan taş çalmaya" çalışmaktadır. O nedenle bu gece 100-101-102 yemeğinde, ki basının bundan haberi bile yoktur, savunacağım Adnan Polat'ın adaylığını... Uçmadığı ve uçurmadığı için... Başaracağına inandığım için... Liseye dayanmaktan gocunmadığı için... Mezardan taş çalmaya kalkışmadığı için... >> Sıradaki çelsin!... Kim Chealirse Chealsean, sonunda mutlaka eşleşecekti. Ben zaten Schalke istemenin mantık metodunu da anlayamayanlardandım... Schalke istemek, işin orada biteceğini kabullenmek demekti. Schalke'den sonrasını hayal edememek demekti. Oysa şimdi "İngilizlerin en yavaşını" ve "en marka olanını" çekti F.Bahçe. Elerse olay, elenirse kolay... Elenirse büyük ihtimalle finaliste elenmiş olur. Elerse dünya sallanır... Marka değerini Chelsea ile değişiverir bir anda F.Bahçe. Chelsea'yi elerse ben de bir gün ekrana takım elbise kravat ile çıkmaya iddia koyuyorum. O kadar ihtimaldir Fener'in tur geçmesi çünkü. Sıradaki Chelsea'n yani... >> Sarvan "Cüneyt" desenee Biz de "Çakır" diyelim... Kuralları esnetmediği için Murat Ilgaz'ın 6,9'a mahkum ettiği Cüneyt Çakır nerede Sayın Sarvan?.. Yok... Murat Ilgaz ise akabinde iş başında... Çüneyt Çakır Nisan 2006'da Kadıköy'de iki G.Saraylıyı attığının ertesinde maç alabilmişti oysa. Lugano'nun 7 dakikada çıkışını görmeyen Ilgaz, neyi gözlemliyor ki?.. Gözlemiyor, gözetliyor aslında... Türk futbolunu bu tür "ERKETECİLERDEN" kurtaramazsanız sizin de sonunuz aynı olacak. Fırat Aydınus Bursa'da maskara oluyor, Barış Şimşek Kasımpaşa'da ne hallere düşüyor, Bülent Yıldırım'ın kart rövanşı ev sahibi seyircisini bile çıldırtıyor, Yunus Yıldırım Lincoln'ün yediği her tekmeden mutlu oluyor. Daha kimleri sayayım?.. O zaman bize bir "Cüneyt" de, biz de "Çakır" diye bağıralım. >> Kapıcılar... Balkan ülkelerinde kaleciye kapıcı denir... Kaleye de kapı denen ülke sayısı bir hayli fazladır. Geçtiğimiz haftanın zirvesine bir bakıyorum. Sivas Manisa'dan puan kurtardıysa çok kritik anlarda Petkoviç'in müdahalelerine borçlu bunu.F.Bahçe'de Serdar 0-1 ile 1-1 arasında muazzam toplar kurtardı. Hani Alex sahayı sirke çevirmese ve Semih onları atmasa maçın adamı Serdar olacak. Rüştü tartışılmaz yıldızıdır iç sahadaki Trabzonspor maçının... Aykut yıldızı maçın ve maçı kurtaran adamdır Ankara deplasmanında... Zirveyi kapıcılar kurtarmış ve belirlemiş. Üçü de Türk... Ne zevk değil mi Volkansız haftada milli takım için... >> POST-İT Haftanın en "hakem tartışması az" olan maçı Manisa'da oynandı. Manisalıların hafif serzenişleri dışında pek bir şey yok. Neden?.. Futbol Federasyonu Başkanı Hasan Doğan ve Merkez Hakem Kurulu Başkanı Oğuz Sarvan oradaydılar. Dublör kullanıp diğer sahalara da dağıtmaları gerekecek galiba son haftalarda... >> S-ÖZ Yarın bambaşka biri olacağım diyorsun, neden bugünden başlamıyorsun? (Epiktetos) (Türk Atasözü) >> Denizlili Carlos Alberto ile Gaziantepli Beto'nun toplara nasıl vurduğunu gördükçe ve ikisinin de üst üste Ali Sami Yen'e geleceğini düşündükçe...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.