Akçaabat'ta oynanan maçta; müsabakanın en önemli gerçeğini kabul etmemiz gerekir. A.Sebatspor, daha iyi oynadı, daha iyi savundu ve daha iyi hücum etti. Geriye gömülmeden ve tekme atmadan aslanlar gibi oynadığı maçtan 1 puanla çıksaydı, bu zaten adalet olmazdı. 3 puan, onlara yakıştı. *** G.Saray tarafına bakınca; bir sezonun gerçekleri dışında yeni bir takım olumsuzlukların da farkına varmalıyız. Bir kere küstürülen Fatih Terim, kulübeden bile başını çıkartmıyor, haklı olarak sadece cismiyle "G.Saray'ı başsız" bırakmıyor. Bunun bir otorite boşluğu meydana getirdiği ve yaş ortalaması 21 olan defansın iyi direnmesine rağmen bazı oyuncuların "hangi formayı giydiklerinin farkında olmaması" sebebiyle garip bir takıma dönüştüler. Petre genç yaşında çok ağır bir yükün altına girince, inanılmaz top kayıpları yaptı. Aslında Batista ve Petre'nin görevi topu kesip, ya da kapıp önlerinde düzgün top kullanacak bir adama vermek. Ama bu çocuklardan düzgün top kullanmaları da istenince, "ayıptan skandala" başlayan yolculuk alıp başını gitmeye başladı. Zaten yavaş olan Murat, "negatif düşünüp, negatif oynayınca", oyunun sonlarında tabeladan habersiz davranınca arkada hem alan, hem de adam kaçırmalar başladı. Bu kadar pas özürlüsü bir takım maç kazanamazdı, kazansaydı da haksızlık olurdu. İşin cılkını çıkaran en önemli istatistik gerçeği de burada verelim. Beyler! UEFA Şampiyonu G.Saray bu yönetimin elinde belki de tarihinde ilk defa bir korner bile atamadan maç kaybetti. Skandal oyunda 2-3 kişi ayakta kalmaya çalışırken, 19 yaşındaki Emrah'ın Fatih Terim tarafından Türk futboluna hediye edildiğini söylemek isterim. Ama yeni dönemde, gelecek olan bir hoca Emrah'ın yüzüne bile bakmayacak, Avrupa'dan 4-5 tane pahalı ve hazır adam alıp takımı ayağa kaldıracak. Peki o zaman, böyle adamlara dökeceğiniz paranın bir kısımın niye Fatih Terim'e harcamadınız?.. *** Ve "şeref korneri" bile atamayan bir takım haline getirdiniz!..