Sabri sol bek... Özer aylardır maç görmeden Almanya'da, Almanya'ya karşı sahada... Altıntop'lar mahallede oynadıklarından bu yana ilk kez önlü arkalı sahada... Emre, Mesut'un peşinde... Bunun için de 10 küsur milyon euro verdik bu adama. Bu Almanya'yı 14 kişilik kadrosuyla ve Tümer'den medet umarak oynayıp elinden hakem marifetiyle aldıkları adamı gönderip 10 misli para verdik ki, bunları yapsın diye; Türkiye'de toplam 6 maç seyrederek... "Vah benim zavallı ülkem..." Arshavin, Progrebniyak, Bilyaletdinov, Akinfeev, Zhirkov'la, iç sahada ve de maçı sentetik çime aldırdığı halde, üstelik Almanya 10. dakikada bir eksik kaldığı halde onu yenememiş ve iç sahada yenilmiş adamı getirdik on misline, gönderdik Almanya'yı elinden hakemin aldığı adamı 10 misli eksiğine çalıştığı halde... "Helâl olsun bize..." Maçın teknik analizi bir yana bırakıyorum çünkü toplam 6 kez Türkiye ligi maçı izleyerek oluşturulan takım bu kadar olur. 4-1-4-1 diye dizilmişiz. "Bana ne?.." Fizik olarak ezildik, ortada biz 6 onlar 4 ama topu getirip getirip rakibe bırakan da biz olmuşuz. Hatasız bulduğum Servet ve Volkan'ın dışında en üst düzey oynayanımız Gökhan Gönül olmuş. Seçtiği kadro da, sahaya dizdiği düzen de, oyuncuların kafasındaki sıkıntılarda olmuş birer Hiddink. Bir sonraki maça da Volkan'ı tek forvet, Emre'yi kalede bekleriz. Bize bir şeyler öğretecek ve bizi yeniden yapılandıracak ya. Mesut'u da "Türk yapın" derse hiç şaşırmam... Kusura bakmayın ama ben bu adama inanmıyorum ve hiçbir zamanda inanmadım. Şimdi elimizde ne var?... Belçika çakmış Azerbaycan'a, biz grupta 9 puanlı Almanya'nın ardında bile değiliz... 10 milyon euro maliyet sayesinde üçüncüyüz... Yani gidemiyoruz. Üstelik daha Belçika'ya gideceğiz. "Her ülke layık olduğu milli takım teknik direktörüne sonunda kavuşur" diye bir laf var mı bilemem ama, dün gece ben ettim bu lafı... Çünkü Milli Takım daha ucuz hocalarla çalışırken bile umutlarını hiç bu kadar erken kaybetmemişti...