Servet'ten başkası atmamalıydı

G.Saray'ın hava, su, ekmek kadar galibiyete ihtiyacı olduğu bir maçta, seyircisi ve oyuncusuyla "işte eyle" türünden bir maç oynadığına şahit oldum. Ben inanamadım G.Saray'ın bu denli kötü bir oyun karakteri seçmesine. İnanılmaz derecede bir konsantrasyon kaybı vardı. Niye ise ve akılları nerede ise, iki pasın belini doğrultamayan G.Saray, sarsak hücum girişimleri yapıyordu. Sol tarafta Arda'ya yüzünü döndürmeyen Denizlispor, onu hep geriye oynatıyor, ayrıca rakip savunmanın arasına dört oyuncusunu da cesaretle sokabiliyordu. Buna karşılık G.Saray ne yapıyordu? Uzun uzun doldurup boşaltıyor ve Sabri'nin evlere şenlik şutlarına bel bağlıyordu. Hele bir pozisyon var ki ilk yarıda. Orada attığı şut, hücuma Servet'i ve Emre'yi de çıkarmış olan G.Saray için büyük sorun olabilir ve hücumda oynayan oyunculara "ayıp" olarak değerlendirilebilirdi. Bu kadar dağınıklığın arasında rakip kalede golü arayan Denizlispor, yine savunmanın yerleşim hatasından ve çok adam bulunca şaşıran dengesizliğinden faydalanarak golü buldu. Ardandan yüzünü rakip kaleye dönmesine ilk defa fırsat verilen Arda'nın üretimi Okan'la beraberliği getirdi. Zaten ilk yarıda ayağı yere basan tek adam Okan, kendini galibiyet için yırtan tek adam da Servet'ti. Gerisinin puan cetvelinden bile haberi yoktu!.. İkinci yarıda sadece yüklenen ve anormal bir baskı kuran, ama bu baskının içinde asla şuur olmayan G.Saray, havadan bindirmeden goller yakaladı. Ama hiç birinde tabelaya sarsamadı. Eleştirilecek çok fazla tarafı olan G.Saray, 88'de olağanüstü bir golle üç puanı kurtardı. Gol için benim söyleyebileceğim bir tek şey var. Bu maçın üç puanlık golünü Servet'ten başka kimse atmamalıydı... Atamazdı da... O gol, en çok Servet'e yakıştı ve G.Saray kendini birden bire yine zirvenin ortağı olarak buldu. Bundan sonrasını bu şekilde oynayarak değil, adam gibi oynayarak geçmeyi keşfetmesi gerekiyor. >> BENİM YILDIZIM Maçın yıldızı sorulur mu? Her hafta Servet'i buraya oturtmaktan ben bıktım, o bıkmadı.