Bir Volkan meselesi tartışılıyor günlerdir. Bekledim ve tam da beklediğim çıkışı yaptı Volkan Demirel. Burnu havada, kıl aldırmayan bir tavırla meydan okudu ve meseleyi artık 'onarılamaz' noktaya getirdi...
Şuradan başlayalım... Bir oyuncu veya kulübü her türlü durumda saygıyı hak eder. Bunu esirgeyemezsiniz...
Bu konuda cimrilik gösterme hakkınız asla olamaz ve olmamalıdır...
Ama sevgi meselesi biraz farklıdır ve kişiye özeldir…
Birini sevmek zorunda asla değilsinizdir…
Göreceli bir kavramdır bu…
Volkan'ı, Emre'yi, Melo'yu, Meireles'i veya Burak Yılmaz'ı, Olcay'ı, Volkan Şen'i, Caner'i sevmek zorunda bırakılamazsınız...
Soruyu şöyle soralım:
"Neden Gökhan Gönül'e, Alper Potuk'a, Mehmet Topal'a saygının yanı sıra sevgi de duyan Fenerbahçeli olmayanlar var?.."
Sen ki; poponla top stop etmeye kalkarsan, ayağını dibinden tutup tribünlere sallarsan, kasığın tabelada öndeyken ve maç biterken ağrımış gibi yapıp yoklarsan, sana gol atan rakip oyuncuyu kalenin arkasında bile kovalamaya kalkarsan, niye sevsinler ki seni?..
Unutma ki; Çekleri yendiğimizde kalede sen değil Tuncay Şanlı vardı... Onu bile başarmıştın!
Tribünlerin koro halinde rakip takım için galiz küfürler ederken sen elini kulağına götürüp "duyamıyorum, daha yüksek bağırın' jestini ısrarla yaparsan, seni niye sevsinler ki bir kişinin küfrü yüzünden Milli Takım'ı ortada bırakıp gittiğinde...
KİBİRLİSİN DEMİREL...
En büyük günahlardan birini sergileyerek kibir döküyorsun ortalığa...
Sana küfredildiğinde takımını bırakamıyorsun ama mesele Milli Takım olduğunda çekip gidebiliyor, stadı terk etmeye kalkıyorsun ve geri çağırıldığında gelmeye mecbur bırakılıyorsun, çünkü doping kontrolünde adının çıkma ihtimalini bile bilmiyorsun...
Sonra da Emre'yle birlikte korumaları da alıp benim meslektaşlarımın kameralarını kırıp kaşını gözünü patlatma hakkını kendinde bulabiliyorsun…
Türkiye'nin sahip olduğu en iyi kaleciyi mahrum bırakıyorsun Milli Takım'ından… Fenerbahçeliliğini milliliğinin önüne koyuyorsun...
Sonra da onarılamaz bir söylemle kapıları tamamen kapatıyorsun...
Kibrinde boğuluyorsun...
Yeteneğini kibrine kurban ediyorsun...
Unutma...
"Fille dansa kalkarsan ayağına basılmasına engel olamazsın..."
Karşında Terim olmasaydı eğilip bükülürdü bir başkası...
Senin için artık 'iyi kaleciydi be ama' demekten başka çaremiz yok...
Ama'dan sonrasını da isteyen istediği gibi doldurabilir...
POST-İT
Başkan!
Sayın Başkan belli ki stadıyla çok fazla gurur duyuyor...
Haklı da...
Ama bu ona stadı kendi yalısıymış gibi kabullenme hakkını vermez ki…
O stat niye yapıldı?
Beşiktaşlılar gelip orada kahve de içebilsinler diye...
Nasıl diyebilir ki "yok öyle yalıya gelip boğaz kenarında kahve içmek..."
Kontrolsüz güç sergiliyor başkan...
S-ÖZ:
Önce kendi gideceğin yolu öğren sonra öğretmeye kalk.
Buddha
VE
Peşlerinden gidecek cesaretiniz varsa; bütün rüyalar gerçek olabilir.
WaIt Disney