Şimdilik hayattalar

Evsahibi Portekiz'in oynayacağı bu maçın arkasındaki değerlerini görmek gerektiğini biliyordum. Bu maçta bir takım etnik kavramlar rol oynayacaktı. Portekiz'in hocası Scolari, bir Brezilyalı.. Brezilyalılar, Portekiz'de "anavatan mensubu" kabul ediliyor. İlk maçta ortaya çıkan skandal sonuç, hem öz güvenin hem de "evsahibine birşey olmaz" düşüncesinin eseriydi. Scolari de etnik değerleri öne çekmiş, meselâ orijini Brezilya olan Deco'yu oynatmamıştı. İstiyordu ki, ona orijini Brezilyalı olanları kayırıyor, demesinler. Rusya karşısında bu konuda daha dikkatli bir tertip ve oyuncu seçimi sunmuştu. Nitekim, oyunun büyük bir bölümünde bunun kârlılığını da aldı. Hafif sakar bir görüntü çizen Pauleta'ya rağmen.. Kaşarlanmış oyuncularıyla turnuvada ayakta kalmayı başaran Portekiz, aslında daha üst sıralar için umutlanmaması gereken gerçek yüzünü de gösterdi. Rui Costa'nın golüyle 2-0'ı da buldu ama unutulmaması gereken gerçek, turnuvanın en kötü takımını pek de kolay olmayan bir şekilde yenmiş olmasıdır. Hafta içinde Mostovoi'nin kazan kaldırması ile iyice karışan Rusya, ayakta duracak gücü bile bulamazken Portekiz, sadece hayaletlere karşı yaptığı savaşı kazanmıştır. Scolari'yi ve onun kendine oynayan yıldızlarını pek parlak günler beklemiyor..