Şota'nın pamuk prensesleri

A -
A +

Bu bayram gününde maç beni değil, ben maçı seçtim ve talip oldum bu gecemi Kasımpaşa denilen şirin ve sıcak yerde geçirmeye. Maçı da "maç gibi" bekliyordum.. Trabzonspor maçının "taklidini" deneyen Beşiktaş'a karşı, ev sahibi daha "bekleyen" bir oyun tarzı seçti ama rakibine verdiği ikinci bölgeyi de bu anlayışı nedeniyle kaybetti. Orada hükümranlığını ilan eden Beşiktaş'ın golü de gecikmedi. Maç heyecan vaat etmeye erken başladı... Djalma prese gidiyor, arkadaşlarına da "gelin" diyor ama ne gezer. Şota'nın futbol anlayışı fazlasıyla "efendice" geliyor bu lige anlaşılan. İkinci gol geldiğinde gece şenleniyor ama Şota'nın futbol anlayışının bu lige asla uymadığı da kanıtlanmış oluyor. Onun takımları "pamuk prenses" kadar "sükunetle" oynuyor futbolu. Gece güzel, goller ilginç ama Beşiktaş'ın dün geceki tek rakibi kendisi. Nitekim bir yan top ve maça Kasımpaşa ortak. Sonra ilk yarıyı "fişi çekilmiş ütü" gibi tamamladı Beşiktaş... İkinci yarıda üçüncüyü bulup maçı cebine koyduktan sonrası tam bir "iyi mücadele ettik" maçı oldu. İyi oynamadılar ama tabelaya oynadılar... Sonuç: Kasımpaşa ile Kayserispor puan cetvelinde yer değiştirir ise, bu da "türkleştirdiğimiz" Şota'nın sonu olur... Çünkü; onun takımları çok yumuşak ve bu ligin çok gerisinde bir futbol oynuyor... Kasımpaşa'nın "on iki dev adamı" vardı, şimdi "pamuk prenses ve yedi cüceler" olmuşlar...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.