Takdirlerimle...

A -
A +

Dün gece sürekli bir şeyleri 'takdir' edip durdum... Mesela ilk golü... Henüz bir sağlıklı topu bile Muslera'ya kadar getirememişken, anormal baskıdan çıkamayan Fenerbahçe golü kabul etti... Başlangıç anlayışı ve formatı 'kabullenmişlik' üzerine kuruluydu zaten. Riera'nın olağanüstü biçimde kaleye doğru yaklaştıkça hızlanan kesmesine son haftaların 'fantastik golcüsü' Bekir katkıda bulundu. Gol Fenerbahçe'yi kendine getirdi ve öne çıkmaya başladılar. Galatasaray'ın ise bu bölümde 'arıza' veren bir tek oyuncusu vardı: 'Dani ve o dayanılmaz öz güveni.' Biraz da oyunun sertleştiğini söylemeliyim... Yarım bile bulsa gol yapabilme yeteneği olan Fenerbahçe çok uzatmadan eşitliği sağladı. Hasan Ali'nin sıktığı kurşunu da takdir etmeliyim... Tam da Fenerbahçe oyuna ağırlığını koydu derken, Selçuk 'elle bile atılamaz' bir plaseyi Volkan'ı esir alırcasına köşeye bırakıverdi. Bunu da takdir etmeliyim... İlk yarının en önemli teşhisi ilk öne geçişinden sonra bocalayan taraf olmasıdır Galatasaray'ın. İkinci öne geçişinden sonrasını daha doğru oynadı diyebilirim. Fenerbahçe ise 'geri düşmeden oynamam' diyen yapısını sürdürdü ilk yarı boyunca... İkinci yarının tümünü doğru, iyi ve etkili oynayan Galatasaray, rakibinin yorulan ve oyundan düşen oyuncu sayısının fazlalığından gol sayısı anlamında yararlanamadı. Ancak tek forvete dönüp orta alanda bir artarak oynadığı için ev sahibi takımın teknik kadrosunu da takdir etmeliyim... Böyle bir maçı en azından 'sonucu etkileyen fahiş hatası' olmadan tamamladığı için hakemi de takdirlerimin içine almam gerekiyor. Ne çok şeyi takdir ettim di mi?..

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.