Takım olarak düşünmek!

A -
A +

Maçın hikayesindeki en önemli gerçek 2 saat önce biten F.Bahçe maçının vereceği olumlu elektrikti. Bir önceki maçta G.Saray'ın Ankara'daki mağlubiyeti nasıl F.Bahçe'yi patlattıysa; bu sefer de G.Saray açık ve yenmeye oynayan rakibi karşısında çok etkili girişti maça. Önce Kewell, arkadan Servet derken; kabarık iştahını tabelaya da yansıttı G.Saray. Trabzonspor ise oyunun güzelliğine ve süratine inanılmaz katkıda bulunmak istedi ve çatır çatır girişti maça. Ancak skoru 2-1'e taşıyan 2 tane şans faktörü oldu. Servet'in vuruşu nasıl Sylva'ya çarpıp sahaya dönmediyse, Ceyhun'un vuruşu da savunmaya çarpıp Tayfun'un önünde kaldı. İlk yarıda G.Saray, Trabzonspor'dan daha iyiydi. Ama 2-0'lık kadar değil, 1 farkla önde girecek kadar iyiydi devre arasına. İlk yarının skorunu oynanan oyuna yakıştırdım. İkinci yarının başında G.Saray'ın "takım olarak düşünmek" konusunda sıkıntıları olduğu bir kez daha kanıtlandı. Tek tek iyi düşünen ve iyi işler yapanlar skor skıntıya girdiği zaman takım olarak nasıl hareket edeceklerini bilemediler ve beceremediler. Oradaki teknik hata orta sahadaki direncin kaybolduğu bölümde hâlâ daha ileriye yaslanmış 4 adamla oynamak ve orta sahada eksik kalmaktı. Trabzonspor'un maça ortak olmasından sonra bu bölgeye "geciken" müdahâle yapıldı ve yorgun G.Saray kütür kütür bir mücadeleden 3 puanla çıktı. Özetle Kewell'ın kaçırdığı golden sonra 2 gol bulan Trabzonspor'a karşılık Serkan Balcı'nın kaçırdığı golden sonra 2 gol bulan G.Saray hak ettiği bir galibiyete ulaştı. İşin ilginç tarafı, kaçan 2 golün kopya kağıdı varmış gibi aynı olması ve onu kaçıran tarafın ardından 2 gol yemesi...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.