Herkes gol kaçırabilir ve bu sadece bir istatistik olarak kalır… Kaçırılan bir gol tabelayı değiştirmez... Ama yenilen bir gol tabelayı hemen değiştirir...
O nedenle kalecilik nankör, kaleci ise yalnız adamdır...
Mahallede oynarken bile kimse işte bu nedenle kaleye geçmek istemez...
Fransız varoluşçu filozoflardan Albert Camus, "Hayatta ne öğrendiysem futboldan ve kalecilikten öğrendim, çünkü top hiçbir zaman beklediğim köşeden gelmedi" der...
Belki de kaleciliğin önemini anlatabilecek en güzel sözlerden birisidir bu. Futbolda kaleciliğin gelişimi de buna paralel bir dünyanın ürünü... Kalecilik tarihinin 16. yüzyıla kadar giden bir portresi olmasına rağmen, önem kazandığı yıllar çok daha sonraya, 1950'lere dayanıyor.
İşte bazı örnekler…
Dino Zoff…
Kalecilik kariyerine 42 yaşına kadar devam eden İtalyan eldiven, 40 yaşındayken kaleciliğini ve kaptanlığını yaptığı İtalya Milli Takımı ile İspanya'daki 1982 Dünya Kupası'nı kazanarak tarihin en yaşlı "Dünya Kupası Şampiyonu" kalecisi unvanına sahip oldu.
Rogerio Ceni...
21 yıl boyunca Sao Paulo'da 1175 maçta forma giymiş tecrübeli kaleci, frikik ve penaltılardan attığı gollerle tanınıyordu.
En çok gol atan kaleci unvanı ondadır...
42 yaşında yeni bıraktı futbolu...
Chilavert...
Brezilyalı kaleci Rogerio Ceni'nin ardından tarihin en golcü file bekçisi sayılan Paraguaylı Chilavert, oynadığı maçlarda attığı 62 golle dikkati çekiyor.
Yüksek tekniği nedeniyle çok isabetli frikik ve penaltı kullanabilen Chilavert, harika kalecilik refleksinin yanı sıra kaydettiği kritik gollerle de takımı adına birçok maçın kazanılmasını sağlamış, 1980'li ve 1990'lı yıllara damgasını vurmuştu. IFFHS tarafından 3 kez dünyanın en iyi kalecisi seçilen başarılı file bekçisi, Türkiye'nin dünya üçüncüsü olduğu 2002 Dünya Kupası eleme turlarında Paraguay adına 4 gol kaydetmeyi başarmıştı. Arjantin, İspanya ve Fransa gibi liglerde görev alan Latin Amerikalı kaleci, 74 kez milli olmuş ve uluslararası arenada 8 gol atmıştı. Ayrıca, hat-trick yapan tek kaleciydi…
Tarihin ilk sözleşmesi
bir kaleciyle yapıldı
Tolga Zengin'in dışlanması, yerine geçen gencecik Günay'ın gözyaşlarına neden olan hatası ve ardından ortaya koyduğu muhteşem gösteri, Muslera'nın inanılmazları kurtarıp koltuğunun altından yediği goldür; bunları bana yazdıran...
Peki tarihin ilk sözleşmesinin bir kaleciyle yapıldığını bilen var mıdır?.
Hiç sanmam…
Profesyonel sözleşme futbol tarihinde ilk kez bir kaleciyle yapıldı...
İşte hikâyesi...
Avrupa'nın en ucunda 16 yaşına yeni girmiş bir delikanlı takımında parlamaya başlamıştı.
Josep Samitier"nin adı yeni duyuluyordu ve tek hayali vardı:
"Zamora ile aynı yaşta ligde oynamak ve resimlerinin sakızlardan çıkması..."
Önsezileri müthiş gelişmiş, mesafe tanımadan kaleye vuruyor ve hepsi de isabetli oluyordu. Her topa mutlaka dokunuyor ve hepsi de işi bitiren paslar atıyordu daha o zamanlardan...
Zikzaklar çizerek sahayı boylamasına geçen ve ayağından topu kimse alamadığı adamların karşısına dikiliyordu...
Bu tür adamlara karşı adını duyurmayı başarmıştı Samitier...
Bir gün evine İberik yarımadasındaki üç-beş arabadan birine sahip olan bir grup adam geldi. Araba varoşların yolunda toz kaldırarak ulaştı gecekondu benzeri eve. Hepsi de melon şapkalı ve frak giymişlerdi. Ev halkı şaşkın, Samitier"nin küçük kardeşi ise arabadan korkmuştu.
Gencecik delikanlının gururlu ve vakur babası dikkatle dinledi adamları. Oğlunu Barcelona takımına almak istiyorlardı ve bunun için bir bedel ödemeye hazırlardı. Henüz kıta Avrupa'sında ne sözleşme vardı, ne de transfer kelimesi duyuluyordu...
Baba şöyle bir arkaya yaslandı ve tarihin ilk transfer teklifini cevapladı:
"Samitier için çok emek verdim. Bugünü görmesi için çok çalıştım. Barcelona dediğiniz takım iyi bir takım galiba. Olur, ama karşılığında isteklerim var."
O sırada annesi, top oynadığı ve doğru dürüst bir iş bulamadığı için sürekli azarlanan oğlu ile babasının ilişkisini düşünüyordu. Formasını gizli gizli yıkardı annesi...
"Nedir söyleyin..." dedi patron kılıklı olanı ve ilk transfer hamlesi için ne kadar para isteyeceğini düşündü 16 yaşındaki genç ve yetenekli forvetin babasının...
"Yelekli bir takım elbise ve parlak çerçeveli bir Nacar kol saati..."
Bu istek hemen orada belgelendi ve Josep Samitier tarihin ilk resmi transferini gerçekleştiren bir belgeyi imzaladı…
16 yaşında bir gencin elinde de bir kâğıt vardı artık:
"Samitier Barcelona Kulübü'nde oynamayı taahhüt etmiştir..."
1918 sezonu başlarıydı...
Tolga'nın başına dünyayı yıktıklarında ise 2015 bitmek üzereydi...