Takımın ‘koçbaşı’ yok!

A -
A +

Kaleye saldırırsınız, üstünüze kızgın katran dökerler ve siz kapıyı "koçbaşı" dediğimiz kırıcı-dökücü silahınız olmadığı için kıramaz ve kaleyi zapt edemezsiniz ya…
İşte öyle bir senaryo vardı dün gece…
Ayrıca dün geceki maç bir test maçıydı...
Lige ne kadar yüzünü döneceğini ve Burak'ın yokluğunu hangi oranda pozitif enerjiye çevirebileceğinin test edileceği bir maçtı bu...
Konyaspor gibi pas oyununu iyi oynayan ve çıkış içinde olduğunu son haftalarda adeta haykırarak kanıtlayan bir rakip karşısında; çok verilere sahip olacağımız bir maçtı...
Maç başladı ve gördük ki; Konyaspor baskıda, Galatasaray kontrada...
Bütün ilk yarı böyle oynandı…
Burak'ı kaybetmiş bir Galatasaray'ın Sinan Gümüş gibi bir silah haline dönüşmüş öndeki adamını da kaybetmesi durumu daha da vahim hale getirdi. Oynayan ama topu kaleye yönlendiremeyen taraf Konyaspor, kaleye kör bakan taraf ise Galatasaray...
İkinci yarıda ikinci bölgeyi Galatasaray'a bırakıp daha fazla geriye yaslanan Konyaspor pozisyon vermeye başladı. Eksiklerine rağmen rakip kaleyi zorlayan Galatasaray golü de ciddi biçimde aramaya başladı…
Konyaspor çıkamıyordu…
Maçın sonuna kadar süren baskı ve ısrar 'koçbaşı' olmadığı için kaleye girebilmeyi ve kaleyi fethetmeyi imkânsız hale getirdi ve maç kayıp hanesine yazıldı...

MAÇIN ADAMI: Böyle bir maçın; "maçın adamı" olamaz...
KIRILMA ANI: Başladığı gibi bitti. Hiç kırılmadı ki maç...

 

 

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.