Taksi şoförü bile "Penetre" diyor artık...

Final öncesi bindiğim bir taksi şoförü "final ne olur abi" diye söze girdi ve sonra benim cevabımı bile beklemeden bana yorumlarını aktardı. Dedi ki: "Abicim, Kevin Durant'ı zor tutarız biz. O yüzden alan savunması ile adam savunmasını anlık oyun değişikleriyle uygulayabilmeliyiz.. Sinan'ın penetrelerine ihtiyacımız var." Allah Allah.. "Sen hiç basket maçına gittin mi daha önce?" diye sordum merakımdan. "Hayır" dedi... Apartman görevlimiz de bana "iki pota altını da halledemezsek yenemeyiz" deyince anladım ki, bu Dünya Şampiyonası ülkemin insanını Basketbol denilen 3.05'yükseklikteki bir çembere atılan topların değeri ile tanıştırmış. Benim bakkal bile artık boş kağıdı buruşturup topak yapıyor ve uzaktan atıyor çöp sepetine. Girerse de kendini Hidayet sanıp gurur duyuyor. Bu turnuva dünya insanıyla da Türkiye'yi tanıştırmış... Biz maçlara baktık ama milyarları bulan dünya insanı Türkiye'ye baktı. Tribünlere baktı... İran ile Amerika arasındaki tek bağlantının nasıl bir ülke olduğunu gördü ikisi oynarken. Ürdün ile Arjantin'in arasında bir yerlerde, Amerika ile boğuşabilen, Sırp veya Yunan'a bir düşmanlığı olmadan spor yapabileceğimizi gördü. Ülkeyi; verilen primin 10 mislini harcayarak bile bu kadar güzel anlatamazdık. O nedenle hak etti bu çocuklar o bedeli... Biraz "şımarıklık" koksa da, hatta "görgüsüzlük" boyutlarına ulaşsa da analarının ak sütü kadar helaldir. Çünkü verilen karşılık, aynı paraya Le Monde ve Figaro gazetelerinde bir sayfa ile CNN İnternacional'de 10 dakikadan çok daha ucuz bir maliyettir. Her yönüyle aksamadan, Anadolu kentlerinde 6 ülkeyi ağırlayıp düzenli bir biçimde oynatan, organizasyonu hiçbir sızıntıya meydan vermeden uygulayanları ve dünyaya benzerlerini çok daha rahat bir şekilde yapabileceğimizi gösterenleri kutluyorum. ------------------- Basketbol konusunda basketbolcularımızın elde ettiği derece ve ortaya koyduğu oyundan çok daha "ötede" bir şeyi becerdiklerini kabullenmeliyiz. Bu da; "Türkiye ile tanışan" dünya ülkeleri sayısının bir anda büyük artış göstermesi, Türkiye'nin nasıl yaşayan, ne biçim insanların bir arada bulunduğu bir ülke olduğunu anlatmak konusunda nerelere ulaştıkları şeklinde yorumlanmalıdır. Bu konuda Turgay Demirel ve ona omuz veren yetkililer, emeği geçen herkes kutlanmalıdır. ------------------- Sormam gerek! Zamanında vizyonsuz bulup dünya üçüncülüğü sonrasında, "niye birinci olamadı" diye yemişlerdi Şenol Güneş'i çıtır çıtır. Bogdan Tanjevic de hem hasta, hem hiç de "yakışıklı" değil ve o da finali alamadı. Hemen gönderilmesi gerekmiyor mu?.. Trabzonspor'un "Cambaza bak" sistemi Karşımızda rakipleri cambaza bakarken, oynadığı takımı soyup soğana çeviren bir takım var artık. Cambaz Yattara'dır... Herkes ona bakarken, diğerleri uzaktan, kafayla, yandan, kısa ayağa veya uzun demeden cüzdanları topluyor. Muhteşem bir kaleci, bukalemun gibi şekilden şekle girebilen bir defans, çekirge gibi ön ve arka kanatlar ve seyyar bir vurucu tim. Başlarında da vizyonsuz (!), çapsız (!), giyinmeyi ve konuşmayı bilmeyen (!), bir teknik direktör. Zamanında Kore'de ev sahipliğinde Hiddink'i bile yenmiş ama dünya şampiyonu olamamış bir hoca!.. Çıkıyor oyundan yerine öteki cambaz Alanzinho giriyor... Üstelik cambazların gol attığı maçlarda da tarihi farklara koşuyor. Kazanırsa kaybeder!.. Geçen hafta Fenerbahçe Kayseri'de kazansaydı çok şey kaybederdi. Bu hafta da Beşiktaş'ı yenerse bir buçuk saat kazanıp en az 6 ay kaybedebilir. Bence kazanacaktır. Maç kazanıp; ardından geleceği kazanmayı, kendiyle yüzleşmeyi ve hesaplaşmayı becerip beceremeyeceğini merakla izliyorum. Kaybederse kazanır mı?.. Hassas dengeler ve sabırsız bir camia olması, üstelik kendi içinden kendini kemiren kurtların çokluğu Fenerbahçe'yi krizlerle iç içe yaşatamaz... Maçı kazansa da kaybetse de "kaybedeceği" çok şey var Fenerbahçe'nin... POST-İT Yattara ya atıyor, ya da birisinin gol atmasına neden oluyor. Üstelik bir internet sitesi bile kuramadı daha ki hocasını eleştirsin. Sistemi eleştirsin... Onu çok bekledik ama meyvesini "ondan anlayan" birisi almaya çoktan başladı. Onu kullanıyor hocası... Birileri ise hocasını kullanamadığı için internet sitelerinden konuşuyor... S-ÖZ İnsanların tenleri ayrı renklerdedir. Gözleri ayrı renklerdedir. Saçları da ayrı renklerdedir. Amaa... Tüm insanların gözyaşları aynı renklerdedir...