Tribünlerin genç şahinlerine göre Galatasaray 20 yıldır şampiyon olamıyor. 4. Yıldızı kaptırmış rakiplerine. Hiç Şampiyonlar Ligi de görmemiş ve Avrupa'dan rakiplerinin getirdiği kupaların ezikliğini yaşıyor!
Adı üstünde… Seyirci… Ne olup bittiğini seyretmeye gelen; seyrettiğinden zevk alırsa alkışlayan, almadığında da söylene söylene evinin yolunu tutan bir kitle...
Adı üstünde…
Taraftar…
Taraf olduğu takımının ve oyuncusunun her şartta arkasında duran, maçı iten, rakibi ve hakemi zorlayan, kritik durumlarda maçı bile döndürebilen bir kitle...
An itibariyle ASY TT Arenada bu iki seyirci profili de pek yok...
Ukalâ, kendini beğenmiş, toplumsal sıkıntısının patlamasını kendi oyuncuları üzerinden yapmaya çalışan, oyunla ilgilenmek yerine tuhaf ve ritmi olmayan şarkı ve sloganlarla maçı bulandıran bir kitle var orada…
Rakibi Fenerbahçe içeride Lokomotif Kuban ile kritik bir maç oynuyor...
Maç gitmiş, koç bile bırakmış işi...
Tribün bırakmıyor, arkadan itiyor takımı ve gitmiş bir maçı kazandırıyor oyuncusuna...
Son örnek Bursa'da tek kelimeyle tribünlerin kazandırdığı bir Trabzonspor maçıdır. Üstelik takım 2-0 gerideyken…
ACABA NEYİN PEŞİNDELER?
Galatasaray maçlarını en az 20 bin teknik adam ile 20 bin yorumcunun önünde oynuyor...
Oyuncusu mutsuz...
Korkar oldu topa vurmaktan; 'ya girmezse' diye...
Tuhaf ve iğrenç bir 'bastır galat... saraayy' diye maçla ve oyunla ve de motivasyonla hiç ilgisi olmayan tuhaf bir tekerlemenin peşine takılmış gidiyor...
Selçuk ıslıklandı bu takımda...
Hakan Balta dışarı davet edildi...
Sabri boynunda ilmekle oynuyor...
Umut tribüne bakmaktan korkuyor...
Burak kendi isyanını kendi içinde bastırmaya çalışıyor...
Taraftar 11 Melo veya 11 Muslera peşinde...
Galatasaraylı Volkan'ı, Emre'yi, Fenerbahçeli de Melo'yu, Sabri'yi sevmez...
Tamam…
Ama Galatasaraylı en çok Burak'ı, Sabri'yi, Umut'u sevmez olur ve Fenerbahçeli Volkan'ına toz kondurmaz olursa tuhaflık orada başlar...
Sıkıntı da…
Taraftar zarar veriyor, seyirci ise umursamıyor...
20 bin kişi kendini tatmin etmek peşinde...
Sanal alemde oyuncu alıp veriyor ve kendi sevgilisine şiddet uyguluyor...
Yarıştığı rakipleri bilet parasını karşılayıp tribünlere adamlarını gönderse; bu kadar zarar veremezdi bu oyuncu grubuna...
Olmadı Sadi Hoca...
Senin takımının canını çok yaktılar ama o gece Bursa deplasmanında senin takımın hakem nedeniyle kaybetmedi…
Hakem iyi değildi…
Etki altında da kaldı...
Ama senin takımın çok kırılgandı o gün ve savaşamadı…
Maçı düdüklerden dolayı değil; oyuncu grubunun yetersizliğinden kaybettin...
POST-İT
Salon turnuvasında Galatasaray, Fenerbahçe'yi 9-5 yener ve Aziz Yıldırım oraya hemen müdahale eder.
Formadan reklamı kaldırır ve takımın isminin başına 'veteran' kelimesini ekletir ve turnuvanın adını bile değiştirtir…
Acun hemen denileni uygular...
Bu nasıl bir hazımsızlık ve algı çabasıdır ki, tohumları sahalarda düşmanlık olarak baş vermektedir!
S-ÖZ:
Önemli olan yere düşüp düşmemen değil, tekrar ayağa kalkıp kalkmamandır.
(Vince Lombardini)