Tek kazanan büyük!

A -
A +

1-1'lik bir beraberlik sonucu, Galatasaray'ı haftanın en çok kaybedeni yapacaktı. Çünkü yarıştığı diğer 3 rakibi deplasmanda bulmuşlardı 1-1'i. Oysa Galatasaray iç sahada kaybedebilirdi. Bir kere şunu teslim edelim ki, Kasımpaşa, çok can yakacak oyunculardan kurulu bir topluluk olmuş. Bu topluluk, takıma dönüştüğü zaman sıralamadaki üst sıraları çok zorlayacaktır. Önde basan ve sert oyunu, Galatasaray'ı provasını yaptığı işleri uygulamaktan alıkoydu. 1-0'dan sonrasında yakaladığı fırsatları gole çeviremeyen ve direklere takılan Galatasaray, kronik rahatsızlığını yaşadı ve beraberlik golünü buyur etti. Aslında 1-1 maçın hakkıydı. Kasımpaşa'da Djalma ve G.Saray'da da Emre Çolak'ın müthiş oynadığını ve göze hoş gelen bütün iyi şeyleri bu iki oyuncunun yaptığını vurgulamalıyım. Çolak, Emre Belözoğlu abisi olma yolunda önemli bir gösteri sundu bize. Buna karşılık Amrabat'ın bu takımın içinde fazlaca acemi kalması son dakikalardaki sıkıntının en büyük kaynağı oldu. Nihayetinde alt sıraların adayı olmadığını ve küçük maçları da böyle oynaması durumunda beklenmedik yerleri zorlayacak bir Kasımpaşa'mız oldu diyebilirim. G.Saray'ın dağınıklığının sebebi hiç tanımadığı bir oyuncu topluluğundan asla beklemediği dirençli ve sert oyuna uyum gösterememesiydi. Ne var ki, Umut diye bir adam var. Ve maçta oyunun adaletini değil, kendi krallığını ilan etmeye kararlıydı. 1-1'in yakıştığı oyunda 3 puan Galatasaray'ın olduysa, bunun tek sebebi önce Umut, sonra da kazanmaya inandırdığı bir takımı olan Fatih Terim'dir.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.