Bu ligin temizliğini sorgulamak her zaman mümkün. İşinize gelmeyen her türlü sonuçta hakemi, maçınızla oynamayan federasyonu, daha olmadı maçı anlatan adamı suçlarsınız, olur biter. Bunlar sizi aynayla yüzleşmekten, gerçeklere bakmaktan alıkoyan durumlardır. Ancak, temiz bir lig diyerek bayrak açan Doğan Federasyonu ile şaibelerden kurtulmak isteyen Oğuz Sarvan kurulu, taraftar olmadığından dolayı aynaya da bakacaktır, gerçeklerle de yüzleşecektir. Ayna birkaç haftadır sevimsiz ve çirkin bir yüz gösteriyor bize... Bizim futbolumuz, yönetenleri değişse de "kurcalanma" özelliği değişmemektedir. Doğrusunu Süleyman Hurma mükemmel dillendirdi. "Federasyon Başkanı ile MHK Başkanı değişti ama değişmeyen bir şey var. Ezilenler değişmedi" deyiverdi. Katın araya Sabri'nin itiştiği, hadi ittiği pozisyonu ve verilmeyen penaltıyı, "ezilenler" sözünden ne kastettiğini anlarsınız Hurma'nın. Ama Kayseri maçıyla G.Birliği maçında meydana gelenler aynı şeyler midir acaba?.. Sivriservi'ninki "neredeyse eliyle rakip kaleye topu atacak" gibi bir hakem yorumu değil midir?.. Şimdi bana saldırırlar... Hiç umurumda değil... Atana kadar oynatanlara, atacak şartları hazırlayanlara, "aşağılık" sözünü bir kenara koyarsak, "korkak, yüreksiz ve çapsız" hakemlerin kirlettiği bir ligedir sözüm... 8 hafta maç alamayan İsmet Arzuman, Kadıköy'de uzatma dakikalarında tarih oldu. O hakemliği bıraktığını açıkladığının ertesi gün, yine Kadıköy'de bir başka hakem; Hakan Sivriservi de tarih oldu. İki Kadıköy faciası... Koyun üstüne Beşiktaş'ın F.Bahçe maçındaki Colin Kazım'ın elle oynamasını... Abdi İpekçi rezaletinde kim ceza aldı biliyor musunuz? G.Saray... Bana sakın Cüneyt Çakır demeyin... Orada da kollanan F.Bahçe oldu. Belki maçın içinde değil ama uzatma süreleri dahil maçın sonrasındaki ceza mukavelelerinde!.. Eliyle 5 ve 3 parmak birleştiren şımarık Uruguaylının yaptıklarında da kollanmadılar mı?.. Murat Ilgaz meselesi yani... Şimdi bu lig temiz mi?.. Bunun adı temizlik mi?.. >> Devler Ligi kalitesi Ben futboldan değil, oynanan futbolun yayınından söz ediyorum. Chelsea maçı öncesindeki yarısı popüler kültür, diğer yarısı futbolun analitik değerlendirmelerine ayrılan ve 1 saatten fazla süren maç öncesi muhteşemdi. Ayrıca oynanan oyunun naklen yayını, seçilen resimler ve akıcılık yönünden harikaydı. Recep Sürmeli'yi kutluyorum. Ertem Şener üstüne düşeni fazlasıyla yaptı. Bu ekibi doğru harmanlayan ve Sevilla ile Chelsea maçlarında muhteşem yayın yapan İlker Yasin'i de kutlarım. Emre Tilev biraz hafif kaldı. Genç kaldı bu işe... Hadi onu da hoş görelim. Şimdi bu akşamki maçı Londra'da izleyeceğim ve değerlendirmemi dönünce bantları izleyerek yapacağım. Ama İlker dostumun iyi iş çıkaracağını şimdiden hissediyorum. >> S-ÖZ Çocuklar geldiler ve sizden elinizdeki gülleri istediler... Vermelisiniz... Çok küçükler ve hepsini parçaladılar... Affetmelisiniz... (Disbordes Valmore) >> Sadaka cumhuriyeti Bizden bahsediyorum. Maç kavgalarında koparılan yaygaralardan tutun da, en sevilen TV programlarımıza kadar nasıl bir sadaka toplumu olduğumuza biraz bozuluyorum. Değer kaybediyoruz... En çok seyredilen programımız, "Var mısın, yok musun." Hiçbir emek sarf etmeden tesadüfen açılan kutulardan götürülecek paralar üzerine kurulu. Soru bile yok ki, bilirsen bilgini ödüllendiresin. İçi boş diziler, oyunculuğu yoldan çevrilmekle ilgili oyuncular, emeksiz ve tersiz kazanılan paralar... Büyük rant olan futbol işinde de takımına emek vermek yerine, teşkilatı yönlendirmek suretiyle kazanılması hedeflenen başarılar... Sadakalar... >> Bir tesadüf de sizden bekliyoruz Bana gelen mesajları aktarıyorum. Biri çok ilgimi çekti. Şöyle diyor: "Tamam, G.Saray'ın becerdiği başarı tesadüf olsun. Ama bir kerecik sizin de bir tesadüfünüz olsa... Bir kere tesadüfen de olsa bir şey başarmış olsanız bari. Bizim hiç olmazsa bir tesadüfümüz var, sizin bir tesadüfünüz bile yok..." Chelsea'de tesadüfünüz bol olsun dostlar... >> POST-İT Oftaş-Kasımpaşa maçını anlatmak üzere staddayım. Maça bir saat var ve tribünlerde de 6 kişi... Onlar da Remzi Giray ile Kaptan İlhan Eker'in birkaç yakını her halde... Bir anons: "Sakın ola ki sahaya yabancı madde atmayın, siz siz olun toplu halde küfür ederseniz..." diye... Usulen ama çok komik... Bilmem kaç hafta Kalli'yi kurtaran Servet'ti hep. Kendisini son maçında orta sahaya koyan hocasını götüren de Servet oldu. Servet tuttu, Servet kopardı...