Romanya'dakinin daha yumuşak bir versiyonu olan deplasman mücadelesine, oradaki kadronun aynısını sürerek giren Galatasaray için merak edilen, aynısını oynayıp aynısını alabilme ihtimaliydi... "Saha benim" diyen Mersin İdman Yurdu karşısında "top da benim ama" diyen bir rakip buldu. Topu elde etme sevdası ev sahibini yormaya başladığında kaleye ilk ziyareti Galatasaray yaptı ve Umut direkten döndü. Burak-Umut işbirliğini iki stoperiyle iyi kapatan ev sahibi takım, "buraya üçüncü birini göndermezsen iş yapamazsın" dedi açık açık ve de uzun süre... Devreyi "iki kez direğe takılan" Galatasaray'ın oyun üstünlüğü ama puan eşitliği ile tamamladık. Bu arada iki gol kralı adayı Umut ve Nobre'nin en "kilitlenmiş" maçlarında birine toslamış olmaları maçın kısır kalmasının bir başka nedeni oluyordu. Asıl problem Stepanov ve Erkan'ın arasından yüksek top alamayan uç elemanları; buna karşılık araya oynandığında iki defa direklerden dönen Galatasaray'ın farklı bir çözüm bulmasında yatıyordu... Çözüm yine kral adaylarından Umut'un çabukluğu ve fırsatçılığı ile geldi. Övdüğüm stoperlerin top yukarı kalkmadığı her topta yaptıkları fahiş hatalardan biriydi golün üretim nedeni... Cevabı da ön direği kapatamayan iki stoperin fahiş hatası verdi "öteki kral adayı" Nobre golü buldu. O noktada oyun "0-1" iken sahaya atılması gereken Amrabat hamlesinin geç kalıp kalmadığını sorgulamadım değil. Sonrası; ortada bir eksilip ileride bir çoğalarak riske giren bir Galatasaray izletti bize. Risk var ama tempo sıkıntısı da vardı. O nedenle gömülen rakibini çözemedi...