Tesadüf diye bir şey...

A -
A +
Koca bir sezonun hemen her gününü istatistik değerlendirmelerle geçirdik ve bendeniz kulunuz bunlara hiçbir zaman itibar etmedim. Futbolun "dramatürjik" yapısını kovalamışlığımdan kelli, hikayelere daha fazla önem verdim, "şu şunu şu kadar yenmiş, şu da bunu iç sahada hiç yenememiş ve son 4 maçın ikisi üç golden fazla olmuş" gibi safsatalardan. Bunları tabelalar söyletir size ama sahanın içine ve maçın dışına baktığınız zaman inanılmaz hikayeler çıkarabilirsiniz. Kader ağlarını örer ve bizim tesadüf dediğimiz denklemler oluşuverir. Var mıdır, yok mudur?.. Benim sezon külliyatımdan çıkanları derledim, bir de benim penceremden bakasınız diye. Mesela... Ne zaman Trabzonspor'un lig sonunda Fenerbahçe'yi Avni Aker'de yenmesi gerekse... Ve yenip de önemli bir hedefi ele geçirme ihtimali olsa... Hepsinde öne geçiyor, 1-0'ı yakalıyor ve sonra da 2-1 yeniliyor. Sıkı durun... Ne zaman bu gerçekleşse Aykut Kocaman görevini bırakıyor!.. Bu kez Fener'in Trabzonspor'u yendiğinin akşamı Ankaraspor'dan ayrıldı. Şimdi bekliyorum o kader maçında golleri atan Oğuz Ve Aykut gibi Alex ve Güiza'nın ayrılıp ayrılmayacağını... Mustafa Denizli'nin çalıştırdığı takım şampiyon olur mesela. İlk yılında mutlaka... Mesela... Geçen sezon iddiasızdı Gençlerbirliği. Son maçta Antalyaspor'u yendi ve küme düşürdü. Bu sezon Gençlerbirliği'nin 0-4 haberi Antalya'ya düşmüştü. Antalya kendini kurtarmış iken golü attı ve Gençlerbirliği'ni de kurtardı. Peki Antalya'yı kim kurtardı?.. Hikmet Karaman... Hani şu sezon başında hazırlık kampını tamamlayıp ilk maça 5 gün kala kovup yerine Jarabinski'yi getiren yönetimin kovduğu Hikmet Karaman kurtardı, kovulduğu takımı golü yediğinde... Antalyaspor'un işine son verdiği Hikmet Karaman, işine son veren takımın işine son vermeyen adam olmuştu. En aç takım Beşiktaş'tı mesela. Daha önce 2 kupa kazanmış hiçbir oyuncu yoktu orada. Yabancılar dahil. Türkiye Şampiyonu olmuş sadece 3 kişi vardı ama onların ikisi de; yani Rüştü ve Yusuf da başka bir formayla tur atmışlardı İstanbul sokaklarında. İşte tek kişiyle bunu tekrarlayabilen Beşiktaş'ın emektarı İbrahim Üzülmez'e, bu nedenle son maçın sonunda kaptanlık pazubandı takıldı... Hiçbir şey tesadüf değil, ya da her şey tamamen tesadüf... Fenerbahçe'yi şampiyon yapanlar, yani Mustafa Denizli, Rüştü Reçber, Yusuf Şimşek ve Mert Nobre, nereye giderlerse orası mı şampiyon olur mesela... Mesela Kratochvil, düşen takımda ve yarım sezon oynamasına rağmen, üstelik defansın göbeğinde oynarken, hatta son maçta penaltıyı atamamış iken, takımının 8 golle tüm sezon oynayan golcülerinden daha fazla gol atabildiği için mi Konyaspor "bir düşen" oldu?.. Hani?.. Mesela lig tarihinin en az puan toplayarak şampiyon çıkaran "ikinci kısır" sezonunu yaşadığımız için mi böyle bir kaos yaşadık. Ya da mesela... Lig tarihinde, biri dışarıda kalabildi çoğunlukla ama iki büyük birden tarihte ilk kez "ilk üçe" giremediği için mi?.. Mesela Abdullah Avcı'nın Belediyesi bir sezon önce Beşiktaş'ı 4-1 yenip şampiyonluktan etmişti. Aynı Avcı'nın Belediyesi Sivas'ı orada 2-1 yenip Beşiktaş'ı şampiyon etti... Yani... Teknik traktörler Devam ediyorum... Gelelim hoca değiştirme meselesine. Bütün krize düşen ve ligi panikleyerek bitiren takımların hepsi en az üç hoca değiştirmiş. Mesela... Kocaelispor: Engin İpekoğlu-Yılmaz Vural-Erhan Altın Hacettepe: Osman Özdemir-Erdoğan Arıca-Ergün Penbe Konyaspor: Raşit Çetiner-Nevzat Dinç (2 hafta)-Giray Bulak- Ünal Karaman Antalyaspor: Hikmet Karaman-Jarabinski-Mehmet Özdilek Ankaragücü: Hakan Kutlu-Ünal Karaman- Reha Erginer- Hakan Kutlu- Hikmet Karaman Bilmem bir şeyler anlatabiliyor mu bu liste?.. Mesela... Galatasaray hoca değiştirdiği için mi başarısız?.. Peki Fenerbahçe değiştirmediği için mi?.. Beşiktaş değiştirdiği için mi yakaladı çifte kupayı?. Değiştirilen Ertuğrul Sağlam neden ve nasıl, hatta ne kadar başarılı?.. Küme düşmenin tek şartı en az üç hoca değiştirmek mi olmalı?.. Trabzonspor hoca değiştirdiği için mi Avrupa yakaladı?.. Yoksa mesela, hoca değiştirmeseydi mi Şampiyonlar Ligi'ne giderdi?.. Kratochvil denilen bir defans oyuncusunun yarım sezonda Milli Takımın golcüsü ve Avrupa gol kralı Semih'ten fazla gol atmış olması mı ligin tadını kaçırıyor mesela... Meşhuuur İspanyol golcü Güiza'nın gol sayısında sadece son üç haftada attığı gollerle Bursaspor'un kalecisi İvankov'u Gol Krallığı yarışmasında geçmiş olması mı ligi tatsızlaştırdı kaybedenler adına. Mesela... Tesadüf işte... Ya da tesadüf diye bir şey yok... S-ÖZ "İmamı görür ağlar... Davulu görür oynar..." Lig sonu için biçilmiş kaftan bir Türk atasözü... POST-İT Övünüyoruz ya... Mehmet Aurelio, Tuncay Şanlı ve Çağdaş Atan, İspanyol-İngiliz ve Alman liglerinde oynuyorlar diye... Yahu... Üçü de küme düştü... Mesela... >> Yiğit Şardan ve yönetimin Bülent Korkmaz'la devam etmesini doğru buluyorum. Ancak "yönetici acemiliği" yapıp "kimseyi bulamazsak" jargonu ile bu kararı böyle açıklamasını yanlış buluyorum.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.