Öndeki oturmuş ön libero nihayet bulunmuş ama bu maçta yok... Ön libero yok iken tercih edilen model ise "çift forvet" olmuş... Tarihin ilk Fransızca tezahüratı da yapılmış Eboue için... Yani sıradan bir lig maçı olmuş tez konusu... Kadir Bekmezci'nin mesafe tanımaksızın attığı toplar ve kaleci Borjan'ın çalacağı zamandan başka bir modeli olmayan Sivasspor, karşısında çok yavaş hücum eden bir Galatasaray buldu. Melo'nun yokluğu biraz boynunu bükmüştü orta alan kurgusunun. Çıkarken kaybedilen topların yüzdesini de eklerseniz, kapandığı zaman savunma açma modeli olmayan Galatasaray"ın sıkıntısı başladı. Bir başka tez konusu da Sabri ve Servet'i hatalı atıldığında herkesin birleştiği trionun bir mensubu olan Cem Satman'ın kulübeler tarafında görev yapmasıydı. Kör; parmağım gözüne der gibi... O zaman Serdar Diyadin'i ayrı bir tez konusu yapmak gerekir... Ben "komplo teorileri" ile uğraşırken, o ana kadar ki en iştahlı Galatasaraylı olan Engin golle tanıştı. İkinci yarıda açılacak olan Sivasspor ile rakibi açmak zorunda olmadan hücum edebilecek Galatasaray ayrı bir tez konusu olur. Bulduğu boşluklara daha rahat hücum olgunluğu taşıyan ev sahibi takım konuğunu adeta teslim aldı. Baros'un "iki taksitte elde edebildiği bir penaltı" etkinliği ise görülmeye değer bir coşku verdi golcüye... Sonra yaptığı iki değişiklikle oyunda dengeyi sağlayan Çalımbay tabelayı da zorlamaya başladı bulduğu golle. Gecenin yıldızı ve rakibe puan iznini vermeyen tek adam olan Engin'in sokak çocuğunun bile yapmayacağı hata sonunda Terim'e "maçı bağlamak" düştü. Onu da Servet sağladı... Bir başka incelenmesi gereken tez konusu ise gencecik Semih ile oynadığı 4 maçtır bu savunmanın sadece tek gol yemiş olması olamaz mı? Seyirciyi ateşleyen takım Dün geceye ait sayısız "tez konusu olay" arasında en çok dikkatimi çeken; seyircinin ittiği bir takım yerine, seyircisini ateşleyen oyuncular görmek oldu...