Aslında 131 Şahin iken Ferrari olmamız bekleniyordu bizden. Oysa biz daha Doğan görünümlü bile değildik...
78 milyon dizilişi ve bir o kadarda kadro seçimi olan bir ülkenin milli takımının sırtından umut besliyorduk...
Son anın son saniyesinde gidebildiğimiz bir kupanın finaline göz dikmiş tamahkârlardık ve İspanya'yı yenebilme hayalleri kuruyorduk…
İnanın; o hayallerin içini dolduracak gibi kolları sıvadık maçın başlarında. İkinci bölgedeki pas üstünlerini önledik. Burak, Pique ve Bousquets'i kafa kafaya vuruyor, Ozan gol vuruşuna hayatını koyuyor, zorlamanın ötesinde dolaşıyorduk…
Ama ezberi güçlü olan İspanyollar bizim yüreğimize hançeri 34'te soktu. Sonra bir daha batırdılar bağrımıza ve çözüldük…
Kanatçı ve pasçı tiki-takacılar göbekten ve ortadan çözdü bizi...
Maç; 'hoca beni oynatsa' maçından, 'hoca beni oyundan alsana' maçına dönmüştü çünkü ikinci yarının başında daha top bize değmeden üçüncüyü de yedik...
Maçın geriye kalan tarafı; ezber artı yetenek ile iman gücü artı tükenmişliğin maçına dönüştü…
Müsaadenizle…
Gerisini yazamayacağım, içim elvermiyor...
Avrupa'ya adım atmış oldu dün gece...
MAÇIN ADAMI
İniesta varsa başka adam aranmaz…
KIRILMA ANI
Topal'ın asisti (!) yaptığı anda maç bitti...