Top fakültesi mezun vermedi

A -
A +

Avrupa Şampiyonası genel olarak değerlendirildiğinde bizlere çok tatsız bir futbol sundu. Genel futbol anlayışına, sistemlere ve atletik gelişmelere hiçbir yenilik sunmadı. Futbol öyle ceset gibi yattı bir ay. Bu kadar üst düzey bir organizasyonda hatırda kalan iki-üç maçın 8-10 dakikası. Top konusunda fakülte düzeyinde sanki elişi dersi izledik. Kulüplerinde döktüren yıldızlar, kulüplerinden çıkınca döküldüler. Yunanistan aradan sıyrıldı ve büyük bir başarı elde etti. Bunu kabul edip alkışlamamız lâzım. Hatta şımarıklara ders verdiği için hoşuma da gittiğini söyleyebilirim. Yunanistan ve Otto Rehhagel sonlara kadar rakiplerinin kendilerini ciddiye almamasından ve yeteri kadar incelememesinden yararlandı. Son maçta da rakibin kendilerini çok fazla ciddiye almasından yararlandı. Şöyle bir gerçek var. Fransa, Çek Cumhuriyeti, Portekiz, Hollanda, Danimarka birbirleriyle oynarken rakibini iyi bilir. Rakip oyuncuları da yakından tanır. Bu takımların en az 8-9 oyuncusu herhangi bir Avrupa Ligi'nde aynı takımda veya karşılıklı oynamaktadırlar. Hollanda - Portekiz maçı biter, Van Nistelrooy takım arkadaşı Ronaldo'ya sarılır. Bu tür takımlardan en fazla 1-2 sürpriz oyuncu çıkar. Oysa Yunanistan'da hem kişisel bazda, hem de takım olarak en az 7-8 sürpriz vardı. Rakipler şunu bilmiyordu: "Bir Yunanlı oyuncu ön direğe mi koşar, arkaya mı keser, uzun mu atar, yoksa araya mı oynar." Bunların cevabını ararken hepsi kucağa geldi. Son maçta da Scolari 75 dakika sakar Pauleta'nın oluşturduğu tek forvetle maçı yedi bitirdi. Kısacası elindeki malzemeyi bile tanımayan hocalara karşı, elindeki malzemeyi en iyi tanıyan ve kullanan Otto Rehhagel şampiyon oldu. Bana göre pek de iyi oldu. Usta, ne diyon bu hususta!.. TRT'nin gizli genel müdürlüğüne soyunan Hıncal Ağabey, son bir ayı çeşitli kuruluşların yayınlarına müdahale ederek geçiriyor. Onun fikri öyle olabilir. Bir çoğu da doğrudur. Ancak genel müdürlük tarafından bu kadar değerlendirilmesi yeni hatalara yol açmıştır. Bir ara eleştirilen ATV, Hıncal Ağabey'e karşı zaten tepkiyi koydu ve açıkça yalanladı. Ancak TRT'ye öneriler getirdi. Doğru ve başarılı olan bir Fatih Terim, sonradan yerini Erman'a bıraktı ve koca TRT Türkiye'de en çok seyredildiği gecede, "Bu takımın oynadığı futbol kıl ediyor beni" sözleriyle ve ardından, "Usta ne düşünüyorsun bu hususta" gibi çok seviyeli ve akıllı (!) yorumlarla karşılaştı. Böyle bir terminoloji zenginliği, popüler kültüre yakınlaşmaya çalışan TRT'ye hiç yakışmadı. Benim anlayışıma göre Hıncal Ağabey'in gizli genel müdürlüğü TRT'yi de bozdu galiba sonunda. Bayıra yatır, kaşı beni!.. Yaa şu Lucescu'ya hiç inanmamıştım, şimdi de ipliğinin pazara çıktığını görüyorum. Türk basınının gözden kaçırdığı müthiş bir kavga var Romanya'da. Ioan Becali çingeneliğini bile bırakmadı Lucescu'nun. Kardeşi Victor Becali'nin anlattıkları ise dudak uçuklatır. Çingene, komisyoncu, rüşvetçi, G.Saray takımında futbolcuların taktığı isimle "yalancı." Bunların hepsi Lucescu.. Zaten 5.5 milyon dolara Bülent Akın, 3 milyon dolara Victoria alındığı zaman, "Bayıra karşı yatır beni, tırmala tırmala kaşı beni" olmuştu G.Saray. Demek ki, bir daha gelirse Kumkapı'da masa masa dolaşırken göreceğiz Lucescu'yu. Atma - atama TRT-2'de bir haber... "Dışişleri Bakanı Abdullah Gül, Ürdün'ün başkenti Amman'da Ürdünlü meslektaşı tarafından karşılandı." En insaf... Bari bunu TRT'de yapmayın. Sokağa ayak uydurma kaygısı sizin de dilinizi bozarsa, bu halk neye yaslanacak ve bu halkın değerlerini kim koruyacak? Dışişleri Bakanlığı, Başbakanlık ya da herhangi bir bakanlık meslek olur mu hiç? Atanarak meslek sahibi olunur mu? Bir insana, "Hadi artık sen bundan böyle marangozsun, senin mesleğin de aşçılık olsun" diyerek atayamazsınız birini bir mesleğe. Kime inanalım!.. Tam iki aydır, "Haftaya burada, yarın geliyor." Bir sonraki gün, "Şok." Hemen ardından, "eşi razı edilecek." Saatler geçmeden gelmeyecek olan ve hemen ardından, "Tamam dedi" denilen transfer bombaları can sıkmaya başladı. Bu iş zaten ayyuka çıkmıştı ama bu yıl güdümlü basın ya da önyargılı spor sayfaları bir yara gibi oturdu içimize. POST-IT TRT Genel Müdürlüğü dışarıdan daha rahatmış. ATV'yi de hallettim. Şimdi BBC hakkında bir yazı hazırlıyorum. (Hıncal Uluç) S-ÖZ "İnsanı yıkmayan her şey, ona güç katar." (Erich Hanke)

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.