Topun viagrası sponsorlardır

A -
A +

Perşembe gecesi Luzniki Stadı'nda ve eksi 5 derecede Spartak Moskova-Leverkusen maçını seyrettim. "Burada Galatasaray - Helsingborg maçı varken, ne işin vardı Sibirya soğuğunda?" demeyin, çünkü futbola yatırımın en babasını sağlayan ve yıllardır Leverkusen takımını sırtında taşıyan Bayer firmasının davetlisi olarak oradaydım. Yıllık 27 milyar cirosu olan Bayer firmasının, "ürün araştırma geliştirme sorumlusu" bir Alman profesör öyle şeyler anlattı ki; Lig Radyo Genel Yayın Yönetmeni Mehmet Ayan ile Medialand Genel Müdürü Atacan Tırnova ve tabii bendeniz sade futbol anlatıcısı, yazarı ve yorumcusu kulunuzun ağızları bir karış açık kaldı. Bizdekiler sponsor filan değil, spordan nemalanmaya çalışan ticari kuruluşlarmış mesela... Kulübün gençlere spor yaptırması gibi, alt yapı ve tesis gibi hiçbir noktada elleri kulübün içinde değil, sadece formada görünüp görünmediklerine,maç sonrası ayaküstü bir röportajda oyuncunun şapkasındaki logonun seçilip seçilmediğinden öteye bir yaptırımları yok. "LE VITRA" GOL ATIYOR! Bu yeni bir ilaç. Genel kullanımı "cinsellik bilimi" üzerine. Ancak kalp hastalarının ve tansiyon problemi olanların da kullanabileceği yeni bir versiyon spor dünyasına da adım atmak üzere. Hatta atmış bile. En önemlisi futbolcunun mental zenginliği kadar, fiziksel gücünü de diriltmesi ve vücudu hırpalamadığı için kontrollerde yasaklı maddeler de içermemesi. Pazarlama ve tanıtma uzmanı bir başka sakallı Alman da; tesadüfen bulunan viagranın bilinçli olarak geliştirilmiş bu halini anlatıyor ve sporun medical yardıma ne kadar ihtiyaç duyduğunu öğreniyorum. O arada Leverkusen gol atıyor... Alman mutlu bir tebessüm takınıyor ve arkadan tabelayı gösteriyorum. Spartak Moskova 2 - Bayer Leverkusen 1... Bana ne anlatıyor biliyor musunuz?.. Bir aydır Moskova'da ilacı tanıttıklarını, Rus takımının da kullanmaya başladığını ve yeni tanıştıkları için daha etkili kullandıklarını ve o nedenle Spartak'ın Leverkusen'i yendiğini... Vücuda nitrik asit salgılayan böyle bir sihirli ilacın, bir erkek oyunu olan futbolda, oyuncuyu nasıl yukarı taşıdığını gözlerimle görüyorum. Sponsorun, futbolda viagra etkisini nasıl yaptığına tanık oluyoruz... Bizdeki gibi yöneticinin kasasına ve cebine değil, aktif sporcuya hayat veriyor sponsor... >> Yapma be hoca!.. Ümit Kayıhan hocam... Dostum... Arkadaşım... Çilekeş teknik direktörüm... Çok iyi biliyorsun ki; bu alemde F.Bahçe lehine yontmazsan, ayakta ve hayatta kalamazsın. Fenerbahçelisin... Olabilir... Ama Anadolu takımlarının başında yıllarca ezilenlerdensin. Allah aşkına söyle; Kayseri deplasmanının kırılma noktası Durmuş'un atılmaması mı?.. Edu için kırmızı ağır olabilir ama Semih'in attığı golün ofsayt olması ve hakemin en fahiş hatayı F.Bahçe lehine yapmış olması bir yorumcu-hoca olarak nasıl gözünden kaçar?.. Ben söyleyeyim, ancak görmezden gelirsen. Gökhan Ünal iki kere bomboş gole gidecek iken ofsayt kararı ile durdurulmadı mı?.. Lugano kartsız nasıl tamamlar maçı?.. Hocam, yorumlarında Kayseri hiç yok. Hep Fener var. Sen Anadolu'nun gariban takımlarında, yıllarca ofsayt gol de yedin, penaltın da verilmedi, rakip uydurma gollerle seni yendi. Büyük takımlara ezdirilirken az tepinmedin yerinde. İşte sana fırsat... Ama kullanmıyorsun... Ya da kullandırmıyorlar... Bu da beni kıllandırıyor... >> Bu mudur, budur... G.Saray'ın, hocasının "bildikçi ve ezberci" tavrı nedeniyle hiçbir rakibe göre, değişen bir formatı ve esnekliği, maça ve rakibe göre supleksi yok. Ne borg olduğu belli olmayan Helsing bile beklediğini buldu ve çare üretti. Ankaraspor veya Denizlispor, içeride veya dışarıda, hiç fark etmiyor. G.Saray hep aynısını, bazen iyi bazen kötü oynuyor. En ideal diziliş ve puan cetvelinin oluşan manzarası G.Saray'ı çok süratli ve iyi oynattı G.Birliği karşısında. >> Takıntı Beşiktaş, bir Cem Papila ile iki sezon kaybetmişti. Takılıp kalmıştı orada. Şimdi İsmet Arzuman takıntısı bakalım ne kadar kaybettirecek. İsmet 90 artı 4'te faulü vermese maç olacak 2-2, sonra Liverpool'da "kabul edilebilir" bir yenilgi gelecek, takım ve taraftarı da Sivas maçını güle oynaya geçecek. Oysa... Şimdi yapılması gereken tüm statikleri durdurmak, yeni dinamikler oluşturmak, bir anda radikal bir duruşla yakın geçmişi unutmak. Yoksa sıkıntı aylarca ve artarak sürecek... >> POST-İT Kimse "Kayserispor yendi" demiyor. Herkesin ortak yaklaşımı "F.Bahçe'nin yenildiği" şeklinde. Tolunay'ın hamleleri, oyuncu değişikliği, maçın erken dakikalarında en etkili uç adamından birinin hastanelik olduğu, taktik planlarını "anlık reflekslerle" nasıl geliştirdiği hiç konuşulmuyor. F.Bahçe yenildi ya, suçlu mutlaka dışarıda aranmalıdır. >> S-ÖZ "Savaş olacaksa şimdi olsun ki, çocuğum barış içinde yaşayabilsin..." (Thomas Paine) Manisa'da ağaçlar arabalara uçtu, degajlar korner oldu ama Manisa-Bursa maçı müthiş bir mücadele idi. Giray Hoca 3 atacağı maçı zor kurtardı...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.