Trabzonspor'u arz ederim

A -
A +

Bir kere şunu kabul edelim ki, Şenol Güneş hem kendini, hem takımını maça çok iyi hazırlamıştı. Maç öncesindeki plânları da doğruydu, maçın içindeki stratejik değişiklikleri de... Buna karşılık Hagi, artık ezberlenmiş bir şablonu sahaya dökmüş ve skora müdahale zamanlarında da hep hata yapmıştı. Bunlar birleşince maça daha fazla ter arz eden Trabzonspor, halka arz ettiği hisselerinin üstüne bir de üç puan koyup, zirveyi çözdüğü gibi, ligi de kıyasıya geçecek bir ikincilik yarışına çevirdi. Yenilgide, Necati'nin oynamaması gerektiğini, ya da maç başladıktan sonra oynayamadığını göremeyen Hagi birinci suçludur. Benim maç öncesi faraziyelerim şöyleydi. İki takım da arkasındaki arazilere saldırıldığında hata yapan özellikler taşıyordu. Üstelik kapananı açmakta da zorlanıyorlardı. G.Saray mülk sahibi olduğu için, Trabzonspor arkada daha boş alan bulur diyordum. Skor olarak ve tarz olarak Trabzonspor'un önde oynadığı ilk yarıda benim de beklemediğim kadar mükemmel oynayan bir Tolga Seyhan'la karşılaştım. Yukarıdan ve yerden ne Necati'ye, ne de Hakan'a top göstermedi Tolga. Bütün hamleleri yerinde, faulsüz ve yüzde yüz faydalıydı. Rakibini hataya daha fazla zorlayan Trabzonspor, Gökdeniz'le döndüğü çizgiden, Szymkowiak'ın füzesiyle geçmeyi başardı. G.Saray kuru bir baskının dışında oyuna asla çözüm üretemedi. Gerçekte Hagi'nin takımı solda iken solda, sağda iken sağda oynayabilen bir takım. Ani yön değişikliği yapamadığı için kolay da kilitleniyor. Takım oyununun çok iyi bir örneğini veren ve maç içinde bütün stratejilerini maçı izleyenlere arz eden Trabzonspor, hak ettiğini aldı diye düşünüyorum. Aktif oynayıp geri düşen Hagi, ikinci yarıda çareyi Hasan'da aradı. Geçen hafta ondan dolayı kaybetmişti, bu hafta ondan dolayı kazanmak istedi. Kanımca Hagi, futbolun gerçeğine uzak düşüyor ve fazla romantik davranıyor. Ezberlenmiş bir şablon ve kimin ne yapacağı asla değişmeyen bir takımın iştahına rağmen kazanabilmesi beceriden çok şansa bağlıdır. Necati ise ikisini de evde unutmuştu. Bir ara, "Orhan dışarı, Ergün sola, Ayhan ortaya, Hasan ileriye" modeli hareket getirdi ama bereketi asla. Oyunun sonlarında maç, maç öncesi faraziyeme dönmüştü. Hagi bindiriyor, ceza alanında 7-8 kişiyle geziniyor ama maça kendini ve takımını çok iyi hazırlamış olan Şenol Güneş, çabuk adamlarla arkaya top atarak ikinci golü arıyordu. Maç biterken Trabzonlu herkesin katıldığı bir atakta, G.Saraylı hiç bir oyuncunun katılmadığı bir pozisyonda Trabzonspor maça çok yakışan ikinci golü de buldu. Bütün mesele Hagi'nin maç öncesiyle maç içinde standartların dışına çıkamamasında ve takımın içinde çırpınan kör nişancıların bir hayli fazla olmasında gizlidir. Şimdi Trabzonspor ve Şenol Güneş bize ikinciliği alıp Şampiyonlar Ligi'ne girecek ve tabii ki, Kadıköy'de galip gelecek bir maç borçludur. Trabzonspor'u halkıma sevgilerle arz ederim!..

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.