Travma sonrası bu kadar

Merak edilen şey, sarı-lacivertli "dayak ve sonuç" sonrasında iki fahiş hatalı hakemlerin en üst düzey notu almasından sonra, bir başka kategorinin başarılı sarı-lacivertli takımı olan Bucaspor karşısında üç gün öncesinin "travmatik" operasyonunun ne denli etkili olacağıydı. Kadıköy'e yıllardır "top oynanacağını sanarak" giden ve dayak yiyip maç kaybeden Galatasaray, Ali Sami Yen'de de "bu işlerin nasıl tezgahlanacağını" beceremediği için yine mağdur oluyor. İki giriş cümlem kadar karmaşıktı verilecek "reaksiyon"... Seyircinin "haklı ve kibar"reaksiyonunun ardından ilk teri atan Galatasaray "farklı kadrosunun verdiği maç özlemi" ile topu ve sahayı ele geçirdi. 17 biterken Kewell'ın sol ayağı ile açtığı kapının ardından tek taraflı maçın en dikkatimi çeken tarafı 20 dakika filan geçmiş olmasına rağmen Linderoth'un hâlâ! daha sakatlanmadan oynuyor olmasıydı. Arda'nın golüyle "halı sahanın tek kalesi"ne dönen maç kırmızı kartla biraz dengelendi. İkinci yarıda 15 dakika "durumu idare ederek" oynayan bir eksik Galatasaray, kontrolü rakibine verdiği anda, Gökhan savunmaya, Topal da ortaya geçti. Bir ara Galatasaray aleyhine olabilecek hiçbir hatadan asla çekinmeyen "Oğuz Sarvan ve çetesi" yine iş başı yaptı. Oyun kalitesi ile ilgili pek yorum yapmadım farkındaysanız. Çünkü yoktular. Sadece hakemin gerdiği bir maç, travmadan çıkamamış bir ev sahibi ile iyi niyetli ve iyi bir takım olan rakibi vardı. Bir de Sarvan'ın güdümlülerinden bir hakem. Rakip biraz bu seviyeye yakın olsa bu hakemle kesin elerdi Galatasaray'ı... Hakemin tek doğrusu verdiği kırmızı kart, penaltı ve iki başlama düdüğünden ibaretti... Bu maçta bile...