Tripanozoma Gambiensis

A -
A +

Aylardır ortalığı geren, koridorda adam döven, asan ve kesen, sonunda tüm cemaatiyle bütün rakiplerini hâkir gören ve ortalığı boş bulduğu MHK da, ligi ona peşkeş çektiği için açıktan kibir yapmaya başlayan Beşiktaş, yaşadığı sıkıntıya kılıf arıyor. Ama minarenin kılıfı MHK tarafından bulundu ve bir maçta "giydirilen" Beşiktaş'a gerçeklerle yüz yüze kalma şansı, ardından gelen maçlarda gösterilmedi ve minareyi çalan Üsküdür'ı geçti. MHK da, daha doğrusu Bülent Yavuz da Tripanozoma Gambiensis gibi kendini kemirmeye devam ediyor. Hadi Türkiye Ligi'nde şaibe var!.. Herkes sizin karşınızda!.. Sizler soyunma odasında çiçek uzattınız ama biz sapların iriliğine aldanıp sopa sandık!.. Mircea'nın "Türkiye Ligi şaibelidir" diyerek dünyaya ihbar etmesine de göz yumduk. Ama şu sorunun cevabını verebilir mi acaba... "Topçuluk ve hocalık döneminde Çavuşesku'nun emriyle kaç kez kupa kaldırdığını lütfen açıklasın..." "O kazanırken bir beyefendi, kaybetme ihtimalinde ise 'Aslan asker Şvayk' olur..." UEFA Beşiktaş'ı niye gözlüyor: Yoksa orada da mı şaibe var? Müthiş bir organizasyonla Hollanda'nın Arena Stadı'na "10 çuval tuvalet kağıdı" götürdünüz, o bile yetmedi Lucescu'nun yediği haltı silmeye. Konfeti atıp, 10 dakika avantaj sağlamak ve diğer maça göre durumu ayarlamak!.. Bunu ben bile sindiremiyorum. G.Saray Mircea'yı niye kapıya koydu?.. Yüzlerce yanlışın tepesine tüy diktiği Sturm Graz maçı nedeniyle. Mircea, Sturm Graz maçının sonlarında, üstelik Ali Sami Yen'de maçı ayak tenisine çevirip rakibine ve başka sahada oynanan bir maça yaslandığından dolayı G.Saraylı utandı da ondan. Gerçek G.Saraylı kulağı öbür maçta, ayağı topa gitmeyen, duruma razı olan bir UEFA Şampiyonu'na "Razı olamadı" da ondan. G.Saray'ı 1.5 yılda Tripanozoma Gambiensis'ler kemire kemire hâlâ bitiremediler. Birkaç gün önce defnetmişler ve Terim Fatih'e, Fatiha'yı okuyup talkın vermeye başlamışlardı. Terim ve Mircea'yı yan yana gömmeye kalktılar. Ama gerçek G.Saraylı için biri "Sevgili", diğeri "İhanet" anlamına gelir. İşte size Luce!.. Yere göre sığdıramadığımız Lucescu'nun Avrupa'da kaç puanı var? Yedi.. Yerden yere vurduğunuz Terim'in Avrupa'da kaç puanı var? Yedi.. Lucescu nerede oynuyor? UEFA'da.. Terim nerede oynuyor? UEFA'da.. Üstelik tuvalet kağıdı bile kullanmadan.. Başkana cevap Adalar Belediye Başkanı Coşkun Özden'le nihayet tanıştım. Birlikte nohut yedik. Bana Gedikpaşa'dan cilalı bir şekilde Candemir Berkman'a Balıkesir için söz verdiğinde Eşfak Aykaç tarafından nasıl G.Saray'a götürüldüğünü anlattı. Terim'li, Gökmen'li ve Yasin'li kadrodaki resmini gösterdi. Ardından F.Bahçe'ye geçişini, hocası Kovacs'ı ve Antiç'i anlattı. Sonra da Ankara'da Genç Milli Takım'ın hazırlık maçında Doğan Andaç'ın Ümit Milli Takımı'na seçildiğini söylemesinden, ayağının nasıl kırıldığını anlattı. Bütün bunları anlatırken yolda esnafı, garibanı, Haçik'i, Yorgo'yu ve Yasef'i öpe koklaya dolaştı. Akşam tenis maçı için rezervasyon yaptırdı, 4 dakikada Maltepe'ye giden ambulans tekneyle beni Ada Olimpiyatı'nın yüzülerek geçilecek etabında dolaştırdı. Bir ara çöpleri kontrol etmeye götürdü beni.. Coşkun Özden gerçek bir sporcu. Üstelik diplomaside başarılı olamayacak kadar da mert ve açık bir adam. Adalar'ın varoşları yok ki, oralara seçmen taşısın. Dolayısıyla "Kazanamasam da bu projede sonuna kadar varım" diyor. Tarih olarak da Portekiz'deki Uluslar Kupası'nın bitişiyle, Atina'daki olimpiyatların başlaması öncesinde bir yerde karar kılıyor. Ya diyor katılır koşarım, ya da belediye başkanı olarak elimden geleni yaparım. Üstelik Türkiye Gazetesi'nin Adalar'ın kozmopolit yapısı içerisinde bayağı okunduğunu ve tanındığını görüp keyif alıyorum ve adım adım Adalar Olimpiyatı'nın start tabancasına doğru gidiyoruz. Galiba bu iş olacak.. EyYAMYAMcılık İşte size kurgu.. Yürekle yüreksizlik arasındaki farkın tipik örneği. Eyyamcıların yamyamlara hizmeti. Erol Bulut kontrolsüz hareketten ikinci sarı ve garibim Bursa 10 kişi. Yasin Sülün kontrolsüz hareketten sarısız ve Kartalım BJK 11 kişi. Üstelik kupada Ronaldo'ya geçilen kart kıyağı da cabası. İşte kurgu.. İşte eyyam.. Hatta ana başlıktaki, "Tripanozoma Gambiensis'ler.." LEF demeden LEFLEF'İ anlamak!.. Ferdi Leflef'le hiç tanışmadım. Ancak arada karbon kağıdı varmış gibi, ya da çalışma odamızı ortak kullanıyormuşuz gibi örtüşüyoruz. Terim, hakem, Volkan, Beşiktaş, Lucescu, Daum... Rize teşhisimiz, Antep yorumlarımız hep paralel. "Bu kadar benim gibi düşünen birini okumaktan hem hoşlanıyorum, hem de ürküyorum." Allah'tan tanışmıyoruz. Durumdan vazife!.. F.Bahçe ligde ve kupada son 3 seansta "Hep en son" oynadığı için büyük avantaj sağladı. Açılış haftasında Beşiktaş'ın başına gelenleri gördü, gardını aldı ve İstanbulspor maçını doğru kullandı. Arkadan kupa serüveninde son oynadı ve kendini mümkün olduğu kadar esirgedi ve faul yapmadığı adamı bile elini uzatıp yerden kaldırdı. Ligin en kavgacı ve gergin takımı birdenbire ligin en zarif ve barış çığlıkları atan takımı oldu. F.Bahçe - Trabzon maçında seyircisini de doğru yönlendirdi ve şimdilerde sükûnetin ortasında mavi yolculuk yapıyor. Sadece Özaydınlı gibi "durumdan bîhaber" bir "yönetemeyici" ortaya çıkıyor ve kazandıkları Trabzon maçından sonra hakeme sallıyor. Onun durumdan haberi yok, vazifesinin de farkında değil!.. POST-IT Bugünlerde, "Koçum benim" diyen iltifat dolu mesajlar alıyorum. Bana birşeyler mi demek istiyorlar? Araştır!.. (Ümit Aktan) DÜRTÜ-YORUM!.. TRT'nin tüm geçmişinin önünde saygıyla eğilerek işe başlayan genel müdür Şenol Demiröz'ü kutluyorum. Çok doğru yerden ve "en baştan" başlıyor. Cumartesi gecesi kuruluş şölenini soluksuz izledim. Anılarım depreşti. Orada olabilenleri de kıskandım. Dürtülerim orada olamadığım için hayıflandı, yorumum ise gurur duyup alkışladı.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.