Ana fikir İsmail Dilber... Bir dernek ki sadece bir amacı var o da mensuplarının haklarını, ona o işi verenlere karşı korumak...
O ne yapıyor...
Kendi mensuplarına karşı onlarca yıldır tavır alıyor ve sermayeden yana duruş belirliyor..
Türkiye Futbol Adamları tabelasında yazıyor ama Türkiye’de futbol adamlarını bozuk para gibi harcayanlardan yana oluşan cephede en önde yer alıyor...
Sermayenin ezdiği insanların kurduğu bir dernek; emekçiden yana değil, iş verenden yana tavır koyabiliyor...
Gerekçesi de; ‘para onun istediğini yapma hakkı vardır...’
Ya peki ‘emek de benim, istediğim kadar çalışırım’ derlerse, ne hale düşer acaba Dilber Başkan?..
2015
“Boğazın Boğası” diye bilinen Kıtalararası Dünya Şampiyonu unvanlı Sinan Şamil Sam’ı kaybettik...
Blatter ve Platini de çoktan tarih oldular...
Dört yıldız ve üç kupa sonrası ne yapıp edip bir başarısızlık öyküsü üreten bir Galatasarayımız var...
Kenan Sofuoğlu gibi bir dünya şampiyonumuz var...
Barcelona’da oynayan Ardamız var ve 90’da 90’a takan bir Selçuk İnan özgüveni sayesinde Fransa’dayız...
1987’den beri bekleyip Basketbol Ligi Şampiyonu olan bir Karşıyakamız oldu...
Usain Bolt 9.79’u da buldu ve ötesi yok gibi...
Tekvandoyu altüst ettik ve Şampiyonlar Ligi finalinde bir Türk düdük çaldı...
2016 için hayırlısı diyelim...
POST-İT
Bazı zamanlar vardır ki; üç-dört oyuncuyu göndermek harika bir transfer başarısı sayılıp takımın sayısal yoğunluğunu rahatlattığı gibi, ‘Acaba ben ne olacağım’ sorusuyla idmanlarda dolaşan oyunculardan kurtulmayı sağlarsınız...
Galatasaray için zaman, o zaman...
4 gidip 1 gelmesi zamanıdır...
S-ÖZ:
En anlamlı yemin söz vermektir, en anlamlı intikam affetmektir, en adi söz hiç sevmedim demek ve en güzel cevap gülüp geçmektir.
Trabzonspor hâlâ daha işi ağırdan almaktan vazgeçemiyor. Geçmişin yanlışlarıyla boğuşmaktan, geleceğin doğrularını bulmaya zaman kalmayacak gibi..