Türkiye'nin en iyi takımı

A -
A +

Bizim milli takım, kendi değiştirdiği kabuğun içine seyircisini de kattı ve onları da değiştirerek, "taraftar" yaptı. Terim'in söylediği gibi eskiden "seyirci" olan bir gurup, artık Türkiye'nin en iyi takımının "taraftarı" oldu. Artık; maçlarına gidiyorlar, bilinçli destek veriyorlar ve deplasmanlara bayrak ve yurt özlemi dışında, desteklemek için gidiyorlar. Bu çocuklar, bu insan gurubu, ülkemizdeki futbol seyircisi profilini değiştirebilecek ve olgunlaştırabilecek tek ihtimal olduğu gibi. son şansımızdır da.. Milli takımın birbirine çok bağlı teknik kadrosu ve oyuncu grubunun "çete reisi" Fatih Terim, bir şeye dikkat çekti ve bunu ıskalamak üzereyiz. "Eskiden seyircisi vardı bu takımın, şimdi taraftarı oldu." Eskiden "seyirlik" bakılırdı. Çoğunluk da o takımın içindeki kendi kulübünün oyuncularına takılırdı. Baktılar ve gördüler ki, ülkedeki en mert, en kayırmasız, sistem tarafından asla kucaklanmamış, hakemlerin korku ve baskıdan eyyam yapamadığı, yenerse kendi gücüyle yenebilen bir takım var bu ülkede... Gücünü "kalleşçe" yöntemlerle ve bilek gücüyle değil, oynayıp savaşarak göstermeyi deniyor.. "Onu tutalım bari" diyenlerin sayısı artmaya başlıyor o an.. Sonra.. İçerde ve dışarıda maçlarına gidip, bilet kuyruğuna girebilen bir kitle türedi. O kitle ki; yarışmacı kulüplerin müritleştirdiği insanların deforme edilmiş görüntülerinden sıyrılıverdi birdenbire.. Davul çalmaktan maça bile bakmayan ve gürültüyü marifet sanan güruh ayrılıverdi aniden, maça ve oyuncusuna sahip çıkan etkili ve yetkili bilinçli bir kitleden.. "Yeneyim de nasıl yenersem yeneyim" dayatmacı doktrininden uzaklaşıverdi bir maç akşamı.. Galatasaraylıysa özünde, Semih'in golüne sevinebilir oldu.. Fenerbahçeliyse bile doğuştan, Arda'nın asitsini "bravolayabilmek" ona zul gelmiyor artık.. Beşiktaş ve Trabzonspor'lu olmanın "hastası" bile olsa Tolga Zengin veya Gökhan Zan'dan başkalarına bakabiliyor keyifle.. Milli takımımızın "olay yeri inceleme ekipleri" adli tıp titizliğinde çalışır ve taktikler hazırlarken, her cümlesini de düşünerek sarfediyor; bu nedenle de günlük hamasi fotoğraflar yerinez "Vatan-Millet-Sakarya" ucuzluğunda değil, toplumun tutkalı gibi durumlar ortaya çıkıyor.. Onlar, Türk futbol seyircisinin kulüp dinamiklerine hapsolmuş "seri katillerinin" teşhisini doğru yaptı ve tek tek Türk futbol seyircisinin "profilini" çıkarttı.. Şimdi "tedavi" ediyorlar tribünlerin kısır döngüsünü ve "kader" olmuş sığ taraftar zihniyetini.. Üstelik onlar bizden.. Bizim vatandaşlarımız.. Bizim paramızı bizim çocuklara verdiğimiz yer orası.. Eskiden, kırmızı-beyaz bir şeyler giymiş birilerine "bu Bolusporluların burada ne işi var" diye bakardık.. Şimdi; ülkenin en iyi futbol takımın en kolay renklerine bürünüyoruz dünyanın her yerinde... >> Artık elimizden kaçırmıyoruz Eskiden, yani yakın geçmişte bir yerlere kadar, bir yabancı takıma külup veya mili takım bazında haldır haldır saldırıp, deli danalar gibi koşuşturup, 1-0 yenilir ve çok üzülürdük. İyi oynadığımızı sanırdık... Belki "iyi" de oynardık ama "doğru" oynayamazdık.. Avrupanın orta karar bir takımı atar bir tane, gerisini ne oynar ne de oynatır, maçı alır giderken, bizde arkalarından "elimizden kaçırdık" bakışlarıyla ağlamaklı bakardık.. Sonrası ise bizim kulübün oyuncusunu niye oynatmadığını sorgulamak kadar basit eleştirilerle geçerdi. Şimdi zemin veya rakip, neyi gerektiriyorsa onu yapıp maçı alıp gelebiliyoruz.. Avrupa'nın bir çok "orta karar" takımı bizim altımızda artık.. Büyük maçı "büyük oynayarak" küçük maçı ise "doğru oynayarak" kazanabilecek kadar gücümüzün farkındayız artık.. Yarın gece mesela, "iyi ve büyük" oynamak zorundayız.. "Doğru" oyunu onlar oynamaya çalışacak çünkü.. >> Bir haber spikeri Samanyolu haberlerini okuyan bir arkadaşımız var. Kendisini hiç tanımam, ancak "aykırı" bir ses bu kadar mı güzel olabilir ve güzel kullanılabilir. Zekeriya Gültekin... Yumuşak bir ses, doğru tonlamalar ve mükemmel bir tavır.. Haberin ne olduğunu değil, onun haber okumasını çok beğeniyorum. Bir gün bir takılın lütfen.. Hani, Bir "güzel şey" yakalayınca paylaşmaya söz vermiştim ya... Ondan. >> Uyyyy.. Trabzonspor tabii ki şampiyon olabilir. Bu yıl adaydır da.. Ancak önce Trabzon eşrafının ve kent sakinlerinin şunun ayırdında olması gerekiyor: "Trabzonlu olmak ile Trabzonsporlu olmak ayrı şeylerdir. Karadenizli olmanın ise bu konunun en uzağında kalması şarttır. O zaman şampiyon olur! >> POST-İT "Kovun gitsin.." Bunun içinde bir eleştiri yoktur. Sığ ve yüzeyseldir.. Teknik analiz filan da içermediği için kolaycılıktır. Galatasaray ekolünü, camiasını ve etiğini hiç tanımamaktır. "Hepsi" gibi sanmaktır orayı.. Mahallenin en şık abisinin kaptan olduğu ve küçük bir marketin sahibinin de başkan olduğu bir mahalle takımı sanmaktır orayı.. Siz eleştirin, ama kovmayı unutun. >> S-ÖZ "Hepimiz tek kanatlı melekleriz.. Ancak, birbirimize tutunursak uçabiliriz." (LUCİANO DECRESCENZO) >> Siyasetin spora karışıp karışmadığını bilemem ama, Ermenistan maçı gösterdi ki, siyasete spor karıştığında pek güzel oluyormuş.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.