Tutun kurban kaçtı!..

A -
A +

Maç öncesinde harici faktörler gözardı edilip G.Saray'ın ipi çoktan çekilmişti. Fatih Terim'in "sandalyesini tekmelemek için" kuyruğa girmiş olanlar cenazeyi bekliyordu. Kupa maçında doğaya yenildiğini, Tamas'a yenildiğini, 1. dakikada topu kaleye dürtükleyemeyen Bratu'ya yenildiğini, Mondragon'un salaklığına yenildiğini, maçın maç olmaktan çıktığını gözardı etmişler ve Fatiha okumaya gelmişlerdi. Ama G.Saray "Kasaptan kurtulmuş kurban" gibi başladı oyuna. Aynı duvara tekrar tekrar kafa atmak sağlıksızlığından mustarip G.Saray'a çoktan serumu takmışlar, yoğun bakıma almışlar, hatta ilk ikindi namazında imam bile ayarlamışlardı. Zaten ligdeki takımlardan çelengi kapan Olimpiyat Stadı'na G.Saray'dan bir parça koparmaya çalışıyor. Batan geminin malları yağmalanıyor varoşlarda. Ancak kendine gelen Volkan, rüştünü ispat eden Aykut, mükemmele doğru giden Orhan - Ömer ikilisi, şöyle bir kıpırdaması bile olay olan Hakan Şükür ve tabii "heykellik G.Saraylı" Ergün'ün hocanın karakterine uygun oyunları sarı-kırmızılıları yukarıya taşıdı. Üstelik G.Antep gibi çok başarılı ve mükemmel bir takım karşısında. G.Saray'ın kurbanlık gibi boynunu uzatıvereceğini bekleyenler "bağışlanacak derisi de kalmamış" diye baktıkları Cimbom için "Tayyare Cemiyeti'ne sadaka bile olmaz" durumunu umuyorlardı. Ama G.Saray özellikle rüzgâra karşı herşeyi doğru yaptı. Sadece çok iyi bir takım ve çok iyi bir kaleci karşısında oynadığı için umduğu farka ulaşamadı. İkinci yarıda rüzgârın yavaşlaması bir dezavantaj olurken topun şiddetini ayarlamanın bu zemin ve bu rüzgârda zor olduğunu gördük. Aslında zordan da öteye bu stadda iyi top oynamak "sanat." Nurullah Sağlam'ın kazanmak için hamle yapıp, ortadan bir eksilip üçüncü forvete çıktığı anda bitmek üzere olan G.Saray ikinci golü buldu ve maça tekrar başladı. Rize'den nasıl ve neler yediyse daha fazlasını G.Antep'e atabilirdi. Çünkü Antep geriyi kopartmış geliyor ve Fatih Terim uzun zamandır ilk defa "taktik değişiklik" yapabiliyordu. Fatih Terim'i sevmeyenlerin "kurbanını kaybetmiş adam" gibi kalakaldığı durumdan ben bir kez daha vazife çıkarıyorum ve "Bu iş olacak" diyorum. Yani bu kez adam koçu değil, koç adamı kesecek!..

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.