Üç 30'a 3 puan!.

A -
A +

Bir futbol maçı içinde 3 tane 30 dakika vardır. G.Saray bu 3 tane 30'u 3 ayrı şekilde oynayabilecek tek takımdır. İlk 30'da G.Saray'ın iştahı ve doğruları sahaya döküldü. Sarı-kırmızılıların "neyi ne kadar yapabilecekse onu o kadar yapması gereken" bir çok oyuncusu var. Savunmanın göbeğindekileri Barış ve Sabri gibi. Onlar ilk 30'da yapmaları gerekeni tam yaptı. Ve iyi bir takım çıktı ortaya. Üstüne ilk golü doğuran "bir ekstra pas" çıktı Barış'tan. Nonda'ya verdiği gol pası mesela... Elano'nun bile henüz kariyerinde yoktu öyle tek topta bütün rakibi esir alıp golcüsünü golle baş başa bırakabilen bir gol pası. İkinci 30'da çok öne gidip geriyi boşlayan Sabri ve Barış'ın sorumsuz oyunu özellikle G.Saray'ın sağ tarafını darmadağın etti. Çare Uğur idi. Ve Rijkaard da onu sahaya attı ve problemi çözdü. Bu bölümde G.Saray ilk dilimden çok daha fazla gol atabilirdi. Son 30'da ise 2-0'dan bu kadar öne gitmese daha kolay üçüncüyü bulacak bir takımın, bir yese gerisini de yiyecekmiş gibi sallantılı oyununu izledik. İlk yarım saat disiplin, iştah ve doğrular. Son yarım saat laubalilik, sarsaklık ve yanlışlar. Ortadaki yarım saat hiçbir şeye benzemeyen sadece yarım bulup 1 gol atan rakipleriyle 4 tane bulup 1 tane atamayan G.Saray'ın nasıl yarışacağı sorusuyla geçildi. Taraftar ise kendi kendini tatmin etti. Ve bir kez daha sınıfta kaldı. Çünkü maçla hiç ilgileri yoktu.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.