Oyuncusu seyircisinden fazla olan OFTAŞ'a karşı, 19 Mayıs Stadı, Ali Sami Yen'den beter coşmuş. Hoca grip ve Türkiye'de bile değil, takıma karışamıyor. Kısacası, her şey kazanmaya uygun... Ama rakip değil. Sert ve ilk toplara basan rakibe karşı kontra vermiyor ve önde basıyorsunuz ama ileriye atılan toplar sonuca yönelik değil. Çok forvete yukarıdan atarak oynamanın intiharla eş değer olduğu bir rakibe karşı, Recep'in kalesine gidemeyen salvolarla geçiyor maçın ilk yarısı. Bu tür maçları vitrine çıkma maçları olarak değerlendiren, bu tür rakipleri, bir önceki Denizli deplasmanında izleyip değerlendiren kaleci antrenörü Nezihi'nin raporları da yetmemiş OFTAŞ'ın başkaldırısını hesap etmeye. Yöntemi değiştirmezsen maçı alamayacağın maçlardan biri... İyi oyun değil, akıllı oyun gerek bu maçları kazanmak için. Nitekim, devre arasına uzun süre tepede götürdüğü ligi üçüncü tamamlayarak giriyor G.Saray Ankara ayazında... İkinci yarıda haybeye paslar ve sonunda sallapati ortalara dönüşeceği önceden belli bir enerji sarfiyatı ile geçiyor. Tamam, pozisyon vermiyorsunuz, ama alamıyorsunuz da. G.Saray kötü oynamadı dün gece. Yine yanlış dizilişin nafile boğuşması ile mutlaka kazanması gereken bir maçı harcadı.. Şutları çerçeveyi bulmazken, oyunun kavgaya dönüştüğü anlarda ise hep eksik kaldı. Şablonu ve modeli değiştirecek, oyun oynanırken proje üretebilecek bir kenar yönetimi de olmadığı için, harcadığı enerjinin karşılığını alamadı. Ancak bir kaza golü çözebilirdi oyunu. Tek forvet ve bir fazla orta saha ile daha etkili olup aradığı golü mutlaka bulabileceği oyundan kayıpla çıktı. Birinciliği zaten sağlam tutamıyordu elinde, şimdi razı olacak üçüncülüğe... Bir küçük operasyon şart oldu artık... Ya hocanın gribine, ya da bu takımın garibine. Yani Ankara'da, bayram demeden, ay sonu demeden, kar-kış demeden takımını destekleyen seyircisine... >> BENİM YILDIZIM Yerden ve havadan, hemen hemen hiç eksiksiz oynayan OFTAŞ kaptanı Remzi Giray'ı gecenin yıldızı olarak seçiyorum.