Salı gecesi Metin Oktay hiç bir futbolcuya nasip olmayacak şekilde anılacak. Bu maç günü de Alpaslan'ın yıldönümüne denk gelmiş. Dün gece iki rahmetli de sahadaydı. Bakmayın siz Baros'u tek forvet olarak kullanan oyun planına. Aslında Metin Oktay ve Alpaslan da ilk yarım saatte 11 kişilik kadronun iki fazlasıyla 13 kişiyle oynadığının izleri vardı. Müthiş bir coşku, iştah ve hevesli oyun tempolu ve gevelemeden rakip kaleye top taşıdı, oralarda da Baros müthiş nokta vuruşlarla skoru garantiye aldı. 30'dan sonra bir türlü beceremediği tarza tekrar başvuran Galatasaray bir hayli zorlandı. 2-0'ken maç dönebilirdi ama Baros'un şapkadan tavşan çıkardığı 3. gol düğümü çözdü. İkinci yarıda kontrollü oyun bir ara Neill'in Herve Tum'u kaçırmasıyla sıkıntıya dönüşüverdi. Büyükşehir Belediye 3-1'den sonra denediği 2'nciyi bulsa bana inanın ki puan bile koparabilirdi. Ama sonra gerekli değişiklikleri zamanında yapan Rijkaard, skoru tutmayı başardı. Büyükşehir Belediye gibi sansasyonel sonuçları kolaylıkla alan bir takıma karşı topa sahip kalarak bundan önceki 8-10 maçında yapması gerekeni yaptı. Son bölümde topu ayağında tutmayı başararak ve hatta gol pozisyonları da bularak Galatasaray, en önemli eksiği olan "skoru korumak" becerisini de gösterdi. Galatasaray üstüne koyarak gidiyor ve her hafta biraz daha "tekamül" gerçekleştiriyor. Ancak önemli bir sıkıntı bu takımın Baros olmadan neler yapabileceği şeklindedir. Çünkü Mehmet Batdal uzun süre yok, Baros'a da bir şey olursa, o çıktıktan sonra ancak oyalayarak oynayan ama gol bulamayan Galatasaray "oyalama" taktiğiyle nereye kadar gidebilir? Ama dün gece: Esami listesinde 11 oyuncu gözükmesine rağmen Metin Oktay ve Alpaslan ile birlikte 13 kişi oynadı Galatasaray...