Var mı yeni bir
teklifi olan?..
20 Ocak 2010 01:00
Geçen haftanın 4,5 saatlik maratonu ile yayın ihalesi akıllara ziyan bir yere ulaştı. Ardından "artçı şoklarla" yeni bir yapılanmanın sinyalleri geliyor. Bu cesareti gösteren Digi ailesi ve Mehmet Emin Karamehmet'in önderliğindeki yöneticileri, onu ikna eden Ertan Özerdem'i, bu olguyu pazara çıkaran ve istediğini alan Mahmut Özgener'i, mükemmel bir strateji uygulayan Aziz Yıldırım'ı, özveriyle tarzını değiştireceğini belli eden ama bir istifa söylentisiyle hepimizi şaşırtan Şansal Büyüka'yı kutluyorum...
Benzeri cümleyi 4,5 saat duydum... Bıktım... Ama Türk futbolu uluslararası standartlara göre "hak ettiği' rakamı buldu ve sevindim. İçerdeki kaliteye göre ise "ederinden fazla" aldığı için hepimize görev düştüğünü hissettim ve ona da sevindim...
Daha kalitelisi için daha fazla ödemeye bile hazırım diye de hiç üzülmedim...
Aslında olması gereken oldu. Yeni bir ekibin ihaleyi alması durumunda "uyum sorunu" yaşanacağı muhakkaktı. Çünkü yeni gelenler Avrupa Şampiyonu olup bir hafta içinde F.Bahçe'nin başına gelen Aragones'in Samandıra'daki idman sırasında uyuyakalması gibi fena halde bocalayacaklardı. Bu nedenle Şansal'ın Erman'da ısrarcı olmayıp tavrını gözden geçirmesi gerekir diye düşünüyorum.
Bizim futbolumuz son on yılda üç kez uluslararası turnuvalarda "yarı final" düzeyine çıkmış bir futboldur. 2000-2010 arasında Dünya Kupası, Avrupa Şampiyonası ve Konfederasyon Kupası'nda bunu sağladık. Bu nedenle zaten ilk 8 içinde olmamız doğaldır ve maddi olarak bu sağlanmıştır. Bu konuda bizim biriktirdiğimiz "değer" İngiltere'de, Portekiz'de, Fransa'da bile yok.
Ama "kalite" olarak neden ilk yirmilerden sonrasında yer alıyoruz; işte bunu sorgulamamız gerekir.
Birimleri tek tek sorgulayalım yer elverdiğince...
FEDERASYON
Kulüpler Birliği ile bu denli organik bağlar içinde olması ve kulüplerin sahip olduğu "oy gücü" nedeniyle her an "silkeleyebilecek" gücü olduğunu ima etmesi "adaletin" dağılımını zorlaştırıyor.
Güven sorunu yaşanıyor.
Tarihin en büyük "maddi gücü" sonrasında Mahmut Özgener'in elinin güçlendiğini düşünüyorum ve bunu kullanmasını bekliyorum.
Başarılan finalde ve gelinen finişte büyük payı olduğunu düşünüyorum.
YÖNETİMLER
Daha itidalli, daha sağduyulu, daha "dışa dönük" davranmalarını ve gelecek parayı "şimdiden" harcayan tavırların sona ermesini bekliyorum. Yıkmak yerine yapmak üzerine konuşmalılar.
Sevimli oyunun sevimli insanlar tarafından yönetildiğini göstermeleri gerekir.
Biraz daha fazla saygı gösterip, medyanın ve rakiplerinin ellerini daha bir kuvvetle sıkmalarını bekliyorum.
İstedikleri sınırsız özgürlükleri talep edip, kısıtlayacak ilkeli önerileri de tevekkülle kabullenmelerini talep ediyorum.
BİZLER
Kıskançlıkları, önyargıları ve takım gözlüklerini geride bırakıp, daha örgütlü, dışa dönük itibar yitirici haberleri daha az "büyüterek", bir dayanışma içinde bulunmamızı istiyorum. Yayıncı kuruluşun altına girdiği "büyük riski" biraz daha paylaşarak omuzlamamız gerektiğini düşünüyorum.
"Yapmak" isteyenleri öne çıkarıp, "yıkmak" isteyenleri görmezden gelirsek, biz de "yıkmamış ama yapmış" oluruz diyorum.
İnşallah kendi kendime demiyorum bunları...
SAHADAKİLER
Daha renkli, daha coşkulu oyunlar bekliyorum. Ne kadar büyük bir pastanın "kreması" olduklarını bilerek biraz daha özveri bekliyorum. Topu severek, başköşede tutarak seyredenleri biraz daha fazla düşünerek oynamalarını bekliyorum.
Şov bekliyorum onlardan...
İtip kakmadan, "topa sövermiş" gibi değil, "topu severmiş" gibi oynamalarını bekliyorum. Dürtmek yerine o ekmek kapılarını, ondan makas alırmış gibi yanağını okşarmış gibi oynamalarını diliyorum...
SEYREDENLER
Adam gibi seyretsinler istiyorum...
Küfrü ıslıkla değiştirmelerini, statların "global hayvanat bahçesi" olmasını engellemelerini istiyorum.
"Kazanalım da nasıl kazanırsak kazanalım" ana fikrini sahaya attıklarında, sahadakilerin "oynamaya" değil sadece "kazanmaya" çalıştıkları bir ürünün değerinin; işte o zaman 1991'den buyana kendini 50 kere katlamış bir ürün olamayacağını idrak etmelerini istiyorum.
1991'de CINE 5 malumunuz 7 milyon 200 bin dolara almıştı ilk naklen yayın ihalesini. 50 misli bugünkü rakamın bile altındadır.
Yönetimlerin onları "müritleştirme" tuzağına düşmemelerini istiyorum.
YAYINLAYANLAR
Küçük maçların bile daha fazla kamera sayısıyla yayınlanmasını zaten bizzat Şansal Büyüka dile getirdi.
Gündemde maç sonu kirliliğini de önlemeyeceği söylentileri var. Gerisi statların iyileştirilmesi, inanılmaz bir "insan gücü ve teknoloji" yöneten ve yönlendiren yayıncı kuruluşun bizden daha fazla destek almasına kalıyor.
Maç hızlandığında hafif hareketli "pilot ve pilot altı", maç durur gibi olduğunda ise "evde maç seyretmenin ayrıcalığı" olan "burun kılına kadar ayrıntılı detay" verilmesi, ama bunun seyirciden değil oyunun parçalarından birinden olması, bu işin matematiğidir.
Bir de "tele" ağırlığı ile gün içinde çok fazla sayıda "konuşan adam" formatlarından, daha fazla "görünen aksiyon" verilmesini isterim bir Digiturk Lig TV abonesi olarak.
Biliyorum yorgunsunuz ve birkaç kişiyi yan yana koyup konuşturmak en kolay program biçimidir. Ama elinizdeki görüntülerden daha fazla "yayın sömürüleceğini" düşünüyorum.
"Telesi azalmış", "vizyonu artmış" bir yayıncılık diliyorum.
Bir de Bank Asya ve alt ligler sizden çok şeyler bekliyor. Onlar sizi görmezden geliyor ama futbolun "ağır abisi" olarak siz onlar gibi yapmayın diyorum...
BENDENİZ
Bütün ukalalığımla ancak önerebilirim.
Sınırsız yabancıya 'evet' ama her yabancı sözleşmesinden %10 gibi bir federasyon payı bir FON'a alınsın.
İkinci hoca sözleşmesinden de bu pay alınsın.
Üçüncü sözleşme yasaklansın. Bunu yapanın payı da o FON'a alınsın.
Para cezaları aynı FON'a alınsın. Bir yılda iki FIFA dosyası bulunanın da payından FON için el konulsun. FON'da iyice para birikti galiba...
Bakın onu da ne yapalım.
Daha fazla golü teşvik için mesela 2 farka 4 puan verilen "Hidalgo planı" paralelinde bir alternatif puan cetveli oluşturulsun. Ayrıca Fair Play puan cetveli de oluşturulsun. Ayrıca sezonu tek hoca ile tamamlayan takımların listesi çıkarılsın.
Sonra sezon boyunca en fazla sayıda A2 oyuncusu kullananların listesi de çıkarılsın.
Bu FON, A2 oyuncusu kullananlara kullanma oranına göre, tek hocayla çalışan ve alternatif iki ayrı puan cetvelinde üstte bulunma sırasına göre pay edilsin.
Ayrıca Almanya'da yayınlanan maçların dışında kalan 90 dakikalık tüm kayıtlardaki gibi 6 kameralı çekim mecburiyeti getirilsin.
Bunları ben uydurmadım.
Bizden öndeki 7 ülke böyle yapıyor. Fransa alternatif puan cetvelini, Almanya minör maçların yayın kalitesini, İngiltere ve İspanya sınırsız yabancıya karşılık genç ve alt yapıdan oyuncu oynatma teşvikini böyle sağlıyor.
Kopya çekiyorum sadece...
Ama sınırsız özgürlük isteyenlerin işine gelmiyor işin bu tarafı...
Özgürlük sınırsız ama yaptırım da sınırsız!..
S-ÖZ
"Nokta koyduysan sözüne bir kere, çevirmeyeceksin onu virgüle..."
Kahramanmaraş'tan Asuman
Alanzinho, Şenol Güneş'in gelişiyle mi forma giydi, yoksa forma girdiği için mi forma giydi. Yeni transfer gibi de maşallah...